2013 “Piri Reis Yılı”… Haritası 500 yaşında…

Piri Reis'in 1513 yılında hazırladığı, Atlantik Okyanusu ve Amerika Kıyıları’nı gösteren Dünya Haritası’nın 500. yıl dönümü münasebetiyle, UNESCO 2013'ü dünyada "Piri Reis Yılı" ilan etti.

 

---piri_reis_map_

 

Piri Reis’in hazırladığı ve Mısır seferi sırasında Yavuz Sultan Selim’e sunduğu dünyaca ünlü harita gündemden düşmüyor… Denizciliğe katkıları, hayat hikâyesi ve trajik ölümü ile daima araştırmacıların ilgi alanında olan Piri Reis, ünlü haritasının 500.Yıl Dönümü sebebi ve 2013’ün UNESCO tarafından "Piri Reis Yılı" ilan edilmesi dolayısıyla Dünya basınında geniş yer buldu.

Piri Reis’in 1513’te Gelibolu’da hazırladığı Dünya Haritası, Topkapı Sarayı Müzesi, Revan Kitaplığı, Numara 1633’e kayıtlı olarak muhafaza ediliyor. Deve derisi üzerine 9 renk ile resmedilmiş ve üst kısmı koparılmış olan haritada üçü küçük, ikisi büyük 5 pusula gülü bulunuyor. Ortaçağ haritalarında sıkça kullanılmış olan “Portalan” tarzında çizilmiş olan haritada enlem ve boylam çizgileri yerine belirli noktalarda yönleri gösteren pusula gülleri ve bunlardan dağılan yön çizgileri bulunmaktadır.Harita üzerindeki burun ve koylar, nehir ağızları ve yerleşim yerleri gerçeğe yakın gösterilmekle beraber gerçekte olmayan bir ada da haritada varmış gibi çizilmiştir.

Atlas Okyanusundaki Kanarya, Kap Verde ve Azor Adaları’nın yerleri doğru olmakla birlikte biraz orantısızlık vardır. Avrupa’da Fransa ve İber Yarımadası, buradaki nehirler, Tagus, Guadalkuir, Ergo iyi çizilmiştir. Afrika Kıtasında Senegal, Gambia ve Guine belirgin olup Fildişi Sahilindeki Sassandra Nehri’ni tanımak mümkündür. Kuzey Amerika Kıtası bugünkü haline pek benzememektedir. Güney Amerika Kıyıları, Brezilya ise gerçeğe çok yakındır. İç kısımlardaki dağlar, Orinoko ve Amazon nehirleri, Trinidat adası çok iyi çizilmiş ancak Amazon Nehri’nin Okyanus’a döküldüğü yerde büyük bir ada çizilmiştir ki aslında yoktur. Kıyı şeridi, kuzeye inildikçe doğuya doğru kıvrık çizilmiştir. Ya kâğıda sığsın diye öyle yapılmış veya Güney Kutbu’nun Amerika’nın Güney ucu ile bitişik olduğu sanılmış.

Piri Reis, çizdiği haritasında pek çok yenilikler ortaya koyduğunu, Hind ve Çin Denizleri’nin şimdiye kadar Anadolu’da kimsede bulunmayan yeni haritalarını çıkardığını ve bunu Mısır’da Yavuz Sultan Selim’e sunduğunu belirtiyor.

Piri Reis, 1528’de Gelibolu’da bir harita daha çizer ki, bu da Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hazine Kitaplığı Numara 1824’te kayıtlıdır. Ceylan derisi üzerine ve 8 renkle çizilen ikinci harita birincisinden daha itinalıdır. Piri Reis bu muhteşem Dünya Haritası’nı nasıl yaptığını anlattığı satırlara "İşte bu harti misalinde harti asır içinde kimesnede yoktur. Bu fakirin elinde telif olup şimdi bünyad oldu" diye başlar. (Çağımızda bu haritanın bir benzeri kimsede yoktur. Bu harita benim elimde şekillendi ve gün yüzüne çıktı.)

Bu harita Kuzey Amerika’nın, aslı günümüze ulaşan ilk ilmi haritası olma özelliğini de taşıyor.

Tam ve Orijinal bilgilere ulaşılmak istenirse; Türk Tarih Kurumu web sitesine (www.ttk.org.tr) girilmesini önerebiliriz. Zamanın Kurum Başkanı Yusuf Akçura’nın, 1935 Yılında Atatürk’e ithaf edilerek yayınlanmış makalesi Piri Reis Dünya Haritası ile ilgili bilimsel gerçekleri içermektedir.

 

Kimdir?

 

Tam adı Ahmet Muhyiddin Piri olan Piri Reis (1470?- 1554), Fatih Sultan Mehmet zamanında İstanbul’a göç ettirilen daha sonra Gelibolu’ya yerleşen Karamanlı Hacı Mehmet’in Gelibolu’da doğan oğludur. 1465–1470 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Amcası, Akdeniz’in ünlü korsanlarından Kemal Reis’tir. Denizciliğe amcasının teknesinde başlayan Piri Reis, Sicilya, Korsika, Sardunya Adaları ve Fransa Kıyıları’na yapılan seferlere katılmıştır. 1486’da Endülüs Müslümanları’nın Osmanlı’ya yaptığı yardım çağrısı üzerine; o yıllarda deniz aşırı seferlere çıkacak donanmaya sahip olmayan Osmanlı devleti işi Kemal Reise ihale etmiş ve Osmanlı Sancağı çekilen gemilerle Gırnata’ya giden Kemal ve Piri Reisler Müslüman halkı İspanya’dan Kuzey Afrika’ya taşımışlardır.

Piri Reis, zamanın bilinen coğrafyası hakkında topladığı bilgileri, harita ve kitaplarında ölümsüzleştirerek “Bilim Dünyası’na” Türk katkısını gerçekleştirmiştir.

 

Hizmetleri?

 

Sağlığında 3 Padişaha hizmet eden Piri Reis, Venedik üzerine sefer hazırlıklarında olan Sultan II. Beyazid’in Akdeniz’de korsanlık yapan denizcileri Osmanlı Donanması’na davet etmesi üzerine, 1494’de Kemal Reis ile birlikte İstanbul’da huzura çıkıp resmen donanmaya katıldılar. 1495–1510 Yılları arasında Gemi Komutanı olarak katıldığı İnebahtı, Moton, Koron, Navarin, Midilli, Rodos seferlerinde Venedikliler’e karşı savaştı. Neticede Venedikliler barış istediler, anlaşma sağlandı. Piri Reis katıldığı seferlerde yaşadıklarını ve gördüğü yerleri anlatan notlar aldı. Tarafından kaleme alınmış bu notlar, Dünya denizciliğinin ilk kılavuz kitaplarından olan “Kitab-ı Bahriye” nin taslağını oluşturmuştur.

Amcası Kemal Reisin 1511 yılında, bir deniz kazasında ölümünün ardından Gelibolu’ya yerleşen Piri Reis, zaman zaman Barbaros Kardeşlerin donanma kaptanlarından Halaoğlu Muhiddin Reis ile Akdeniz’ de seferlere çıktıysa da zamanını kitabına ve 1513 yılında çizdiği haritasına ayırdı. İlk dünya haritası olan bu haritada, Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika’nın Batı Kıyıları ile yeni kıta Amerika’nın Doğu Kıyıları gösterilmişti. Bu haritayı Dünyaca ünlü yapan öge ise Kolomb’un kayıp haritasındaki bilgileri içeriyor olmasıdır. Bir rivayete göre bu bilgiler, Kolomb’un 3. Seferine katılmış, daha sonra Piri Reis’e esir düşmüş bir gemiciden alınmıştır.

1515 Yılında Akdeniz’de güçlü bir donanmaya sahip olan ve Kuzey Afrika’da fetihler yapmış olan Oruç ve Hızır Reisler (Barbaros Kardeşler) yardım istemek için, çeşitli ganimetlerle Piri Reis’i zamanın Padişahı Yavuz Sultan Selim’e gönderdiler. Piri Reis İstanbul’dan Yavuz’un hediyesi 2 savaş gemisi ile geri döndü. 1516–1517 Tarihlerinde tekrar İstanbul’a gelerek Osmanlı Donanması hizmetine giren Piri Reis, Derya Beyi (Deniz Albayı) rütbesi ile Mısır Seferi’ne katıldı. Başarıları ile Yavuz Sultan Selim’in takdirini kazandı. Çizmiş olduğu “Dünya Haritası’nı”  Padişah’a takdim ettiğinde Yavuz’un, “Dünya ne kadar da küçükmüş ” dediği ve haritayı ikiye bölerek “Biz doğu tarafını elimizde tutacağız” diyerek yarısını aldığı, diğer yarısını attığı, atılan bu parçanın 1929 da Topkapı Sarayı’nda bulunan parça olduğu bazı tarihçilerce kabul görmüştür..

Piri Reis, İskenderiye’nin fethi sonrası donanmanın bir kısmı ile Kahire’ye geçtiği sıralarda Nil Nehri’ni de çizme fırsatını bulmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi, karada ve denizde büyük fetihlerin yapıldığı bir dönemdi… 1523 Yılında Osmanlı Donanması ile Rodos seferine katılan Piri Reis, güvenini kazandığı Pargalı Damat İbrahim Paşa’ya 1524 Yılında, Mısır Seferinde kılavuzluk yaptı. 1525 Yılında, tekrar gözden geçirdiği kitabı “Kitab-ı Bahriye” yi Pargalı vasıtası ile Padişah’a sundu.

Piri Reis 1526 yılına kadar yaşadıklarını bu kitapta anlatmıştır. 1528’de ilkinden daha içerikli ikinci bir dünya haritası çizdi.

1533 yılında Barbaros Hayrettin Paşa (Hızır Reis) Kaptan-ı Derya olunca, Piri Reis de Derya Sancak Beyi olarak Güney sularının komutanı oldu. Barbaros’un ölümünden sonra (1546), Hint Denizleri Kaptanlığı unvanı ile Umman Denizi, Kızıldeniz ve Basra Körfezinde görev aldı. 1554 Yılında Mısır’da idam edilene kadar bu görevdeydi.

 

Trajik Ölümü?

 

Yıllarını denizciliğin gelişmesi ve Osmanlı’ya hizmet ederek geçirmiş bir insan, hele de 80’lerinde ise neden idam edilir?

Son zamanlarını göz önüne alırsak: Hadım Süleyman Paşa’dan sonra Süveyş Kaptanlığı’na getirilen Piri Reis, Bölgede etkinliği iyice artmış olan Portekizliler’e karşı mücadele etmekteydi… Portekizliler, Kızıldeniz’deki Osmanlı Tersanesi’ni ve Donanma Merkezi’ni yakma teşebbüsünde bile bulunmuşlardı. Piri Reis ilk olarak Portekizlileri Aden Kalesi’nden uzaklaştırdı. Sonra 30 Parça gemi ile açıldığı Hint Okyanusu’nda, Maskat açıklarında kendisinin 2 katı gemiye sahip Portekiz Donanması’nı mağlup etti. Maskat’ı aldı. Kurtulabilen Portekizliler Hürmüz Kales’ne sığındılar. Kale kuşatıldı ancak alınamadı. Bazı tarihçilere (1) göre kuşatma bir bedel karşılığı kaldırılmıştı? Bu bölgede bulunan Müslüman halkın Portekizliler’den yana olması üzerine öfkelenen Piri Reis Şehri yağmalattı (2). Yardım istediği Basra Valisi Ramazanoğlu Kubat Paşa, oluşan tepkiler üzerine, yardım etmediği gibi onu tutuklamak ve mallarına el koymak istedi. Ama başaramadı. Bu arada Portekizliler’in büyük bir donanma ile Basra açıklarına gelerek boğazı kapatacakları haberi alınmıştır. Bakım ve onarım için Basra’da olan donanması savaşacak durumda olmadığından, Piri Reis yol kapanmadan 3 gemi ile Süveyş Tersanesi’ne döndü (3). Basra Valisi Kubat Paşa bu arada şikâyetini Mısır’a iletmişti (4). Şikâyeti Divan’a ileten Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa, aldığı yetki ile Piri Reisi Hürmüz Kuşatması’nı kaldırması, donanmayı ve askerleri bırakarak Mısır’a dönmesi ile suçladı. Piri Reis’in, “donanmanın o haliyle Hint Okyanusu’na açılmasının yanlış olacağı” şeklindeki savunması kabul edilmeyerek, Kanuni’nin Fermanı ile 1554 yılında Kahire’de idam edildi. Mallarına el kondu.

 

Rivayetler

1- Hürmüz Kuşatması’nı, Portekizliler’den rüşvet aldığı için kaldırdığı ve bu sebeple idam edildiği;

2- Portekizliler’den ele geçirilen ganimetten Kubat Paşa’ya pay verilmediği;

3- Ganimetlerle dolu 3 gemi ile Mısır’a dönerken gemilerden birinin batmış olması;

4- Zamanın Paşaları arasında politik iktidar savaşları ve Piri Reis’e kişisel husumetleri olduğu;

5- Hürrem Sultan’ın Kanuni’nin Haremi’ne Kırım’dan Kemal Reis’in teknesi ile Piri Reis tarafından getirildiği;

6- Piri Reis Dünya Haritası’nın, bir parçasının Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde bulunduğu gerçeği ile Hürrem Sultan tarafından parçalara bölünerek Rusya’ya gönderildiği;

7- Hürrem Sultan’ın Piri Reis’i itibarsızlaştırarak Kanuni’nin gözünden düşürdüğü ve idamında etkili olduğu rivayet olunur.

 

Kaynak

 

1- İslam Ansiklopedisi (cilt 9, sayfa 503, MEB 1964)

2- Osmanlı Tarihi (Ord.Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, cilt II, sayfa 397, TTK 1983)

3- Osmanlı Tarihi (Ord.Prof.İsmail Hakkı Uzunçarşılı, cilt II, sayfa 398, TTK 1983)

4- Osmanlı Tarihi (Yılmaz Öztuna, cilt I, sayfa 236 KTB 1998)




Sayı 13 (Mart - Nisan 2013)

Bu yazı 7496 defa okundu.