Abra Kadabra
Su Damlalarının Sevgi Dolu Sözlere Cevabı
Sihirbazların gösteriye başlamadan önce kullandığı “abra kadabra” sözü, eski bir dil olan Aramicede “söylerken yaratıyorum” anlamına gelen “Avra Kedabra” kelimelerinden türemiştir. Tıpkı; “Bir şeyi kırk kere söylersen olur.”, “Korktuğum başıma geldi.”, “ İyi insan lafının üstüne gelir.” derken yaptığımız gibi... Sözlerimizin, düşüncelerimizin bir gücü, enerjisi olabilir mi? Aklımıza gelen şeyin başımıza gelmesi, birini düşününce karşılaşmamız ya da söylediğimiz şarkının aniden radyoda çalması birer tesadüf müdür? Sonsuz olasılıklar evreni içerisinde, mucizelerle, illüzyonlarla dolu bir dünyada yaşıyor olabilir miyiz?
Dr. Masaru Emoto’nun Su Deneyi
Kuantum fizikçileri düşüncenin, niyetin, kullanılan sözlerin, dinlediğimiz müziğin bile maddeyi etkileyebildiğini uzun süre önce tespit ettiler. Yapılan çalışmalar içinde benim en etkilendiğim deney Dr. Masaru Emoto’nun su üzerine yaptığı çalışmadır.
Ne Düşünüyorsam Osun... Onu Yaşarsın
Dr. Emoto aynı yerden alınmış 50 su damlası örneğini, eksi 20 derecede 1 saat boyunca dondurmuş, bu donmuş suları eksi 5 dereceye ayarlanmış içinde kameralı mikroskop olan buzdolabına koymuş; su damlalarının, fotoğraflarını çekerek karşılaştırmıştır. Bazı su örneklerine güzel ve kötü sözler söylenmiş, farklı müzik türleri dinletilmiş, bulundukları şişelere; “Seni seviyorum... Senden nefret ediyorum...” benzeri cümleler yazan notlar yapıştırılmıştır. Bazılarına ise bir şey yazmamışlar. Sevgi duygusu verilen su damlasında “çok güzel bir kristal” ortaya çıkarken, Zen Budist tarafından “kutsanan su damlası” ve “teşekkür ederim” ifadesi kullanılan su damlası daha farklı şekiller almış, “Senden nefret ediyorum...” ifadesi kullanılan su ise, “çamurlu ve bulanık bir kare” olarak çıkmış karşısına.
Suyun Japonca bilmediğini kabul edersek; kelimelere, söylenen söze, niyete, düşünceye, hatta dinletilen müziğe bile tepki verdiği; yani sözlerimizin ve düşüncelerimizin bir enerjisi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bir su molekülünü sadece düşünce gücümüzle etkileyebiliyorsak, %70’i su olan vücudumuza olumlu veya olumsuz düşünerek neler yaptığımızı fark edebiliriz. Stres, görünmeyen bir şey olmasına rağmen, kalp damarlarını tıkayıp, migren, yüksek tansiyon, ülser gibi çeşitli hastalıklar yaratan, olumsuz düşüncelerin odaklandığı bir enerji olarak tanımlanabilir. Düşüncenin bir enerjisi olduğu toplumun her kesimi tarafından henüz kabul görmemiş olmasına rağmen, stresin varlığı ve kalp damarlarını tıkayacak güçte bir enerji olduğu tartışmasız kabul edilmektedir.
Gün Boyu Neler Düşündüğünüze Dikkat Edin
Sabah yataktan kalkar, gün boyunca bir şeyler düşünür ve kendimizi kelimelerle ifade ederiz. İşe geç kalmak İSTEMİYORUM, saçımın kötü görünmesini İSTEMİYORUM, parasız kalmak İSTEMİYORUM, kilo almak İSTEMİYORUM, yalnız kalmak İSTEMİYORUM, hasta olmak İSTEMİYORUM, acı çekmek İSTEMİYORUM… İstekleri ifade etme tarzınıza yani kurduğunuz cümlelere dikkat edin, büyük oranda ne istemediğimize odaklanmış durumdayız. Zihnimiz olumsuz düşünceye odaklandığında, biz de negatif düşünceye katkıda bulunacak davranış biçimleri göstermeye başlıyoruz .
Örneğin “parasız kalmak istemiyorum” cümlesini sık sık düşünen, ifade eden; “parasız kalmak” fikrine odaklı insanlar, risk almaktan korkuyor ve parayı çekecek fırsatları görmüyorlar. Bolluk, berekete odaklanan insanlar ise içsel olarak bir korku duymadıkları için enerjisel anlamda daha rahat davranarak karşılarına çıkan fırsatları daha kolay fark edip, daha rahat risk alıyor ve başarılı oluyorlar. Tıpkı Gandhi’nin meşhur sözünde ifade ettiği gibi bir süre sonra sözler düşüncelere, düşünceler davranışlara, davranışlar alışkanlıklara, alışkanlıklar kadere dönüşüyor.
Masmavi bir deniz kenarında, bembeyaz ve ılık kumlara uzandığınızı , yemyeşil palmiye ağaçlarını DÜŞÜNMEYİN!... Özel bir eğitim almadıysanız, “Düşünmeyin!” ifadesine rağmen, zihninize “ deniz/kum/tatil” fotoğrafı belirdi ve düşündünüz. Çünkü zihnimiz, olumsuz ifadeleri de olumlu gibi algılıyor, hatta olumlu ve olumsuz cümle farkını ayırt edemiyor. Bu nedenle kilo almak istemiyorum derken aslında kilo almayı düşünüp, zihnimizde bu gerçekliği yaratıyoruz. Tıpkı, yalnız kalmak, hasta olmak, parasız kalmak istemediğinizi yarattığınız gibi… Belki hayat bir illüzyon ve biz de kendi hayatlarımızın sihirbazlarıyız.
Abrakadabra, dilekleriniz gerçek oluyor ve siz söylerken yaratıyorsunuz…
Tuğba Akkoca Özden
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları