Adana Markası: Altın Koza Film Festivali

poster50_70_copy

Festivalde, Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes’da ödül alan filmimin Türkiye’deki ilk gösterimi de yapılacak

Adana’nın en önemli markalarından biri olan Altınkoza Film Festivali 17 Eylül tarihinde başlıyor. Konuyla ilgili olarak Büyükşehir Belediye Başkan V. Zihni Aldırmaz ile görüştük.

Altınşehir Adana: Bu yıl 18.si yapılan Altın Koza Film Festivalinde her yıldan farklı olarak ne tip etkinlikler bulunmaktadır?

Zihni Aldırmaz: Festivalimizin artık gelenekselleşmiş bölümleri var. Her yıl gerçekleştirdiğimiz bu bölümler bizi diğer festivallerden ayıran, artık bize özel hale gelmiş etkinlikler. Bunları kısaca yarışmalı bölümlerimiz, gösterim bölümlerimiz, konserlerimiz ve sevgi korteji olarak sıralayabiliriz.Ancak bu yıl tüm bunların dışında önemli bir galaya evsahipliği yapacağız. 64. Cannes Film Festivali’nde ‘Büyük Ödül’e layık görülen dünyaca ünlü yönetmenimiz Nuri Bilge  Ceylan’ın eseri ‘Bir Zamanlar Anadolu’dan’ın Türkiye prömiyeri Altın Koza Film Festivali’nde yapılacak. Yine bu yıl festivalimiz adına 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarım Bölümü’nün yürütücülüğünü yaptığı 1. Uluslararası Altın Koza Sinema Kongresi de, ülkemizden yurtdışından sinema araştırmacıları ve kuramcıları biraraya getirecek. Kongrede sunulan bildiriler daha sonra bir kongre kitabında toplanarak yayımlanacak. Çalışmanın, Türkiye Sineması için önemli bir çalışma ve tartışma zemini olacağı konusunda iddalıyız. 

A.A: Bu festivalin sinema sanatına katkısı konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Z.A: Film festivallerinin en önemli varlık nedenlerinden biri, sinema salonlarında seyirciyle buluşma şansı yakalayamayan, arkasında büyük prodüktörler bulunmayan, küçük bütçeli, bağımsız yapımları izleyiciyle buluşturabilmektir. Sinemanın popüler kültürün bir ‘eğlence aracı’ olmayan yüzünü kütlelerle buluşturmaktır. Yine festivaller düzenlendikleri ülkelerdeki genç sinemacıları desteklemek, genç sinemacıların ürettiği eserleri seyirciyle ve sektörle buluşturmak amacını güderler. Düzenlendiği ülkedeki sinemacıları biraraya getirmek, yeni yapımları görücüye çıkartmak, sinemayla ilgili çeşitli söyleşiler, oturumlar ve hatta bizim bu yıl yapacağımız gibi kongreler düzenlemek de yine bir festivalin sözkonusu ülkenin sinemasına ve sinemacılarına yapacağı katkılar arasındadır. Akçeli ödülleri de unutmamak gerek tabi ki. Festivalimiz, Türkiye genelinde düzenlenen film festivalleri arasında tüm kategorilerde parasal ödül veren tek festival ve yine Türkiye genelinde düzenlenen festivaller arasında toplamda en çok parasal ödül veren festival olma özelliğini de taşıyor.Tüm bunları düşündüğünü zaman, Altın Koza Film Festivali’nin bugün Türk sinemasının en büyük değerlerinden biri olduğu tüm ülkedeki otoriteler tarafından kabul edilen bir gerçektir.

A.A: Türk sineması festivale nasıl bakmaktadır?

Z:A: Bunun cevabını aslında daha önceki sorunuzda vermiş oldum. Altın Koza Film Festivali, genç ve profesyonel sinemacılara eserlerini görücüye çıkarabilecekleri sağlıklı bir ortam, maddi destek ve sektör içi iletişimi geliştirebilecekleri platformlar sağlamaktadır. Sinema kısaca, Türk sineması Altın Koza’yı çok seviyor diyebiliriz. 

DSC_0453

A.A: Geçtiğimiz yıl festivalde “Filistin: Barışa Hasret” isimli bir gösterim oluşturmuş ve Filistin sinemasına dikkat çekmiştiniz. Bu yılki festivalde de benzer bir çalışmanız olacak mı?

Z:A: Evet, geçen yılki festivalimizde bu coğrafyada yaşanan sıkıntılara güç koşullara rağmen bölge insanının sanat üretme kabiliyetine dikkat çekmiştik. Bu yıl da Asya ve Afrika kıtalarındaki bazı ülkelerin filmlerini sanatseverlerin beğenisine sunmayı planlıyoruz. Hem bölgemizin hem de komşularımızın sanatsal üretimini takip etmek ve yaşadıkları sıkıntılara ortak olduğumuzu hissettirmek bir film festivali olarak bizim işimizin doğası gereği diye düşünüyorum. 

Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması, Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Öğrenci Filmleri Yarışması yapılacak.

A.A: Hangi kategorilerde yarışmalar düzenlenmektedir?

Z:A: Her yıl olduğu gibi son bir yıl içinde çekilmiş Türk filmlerinin başvurabildiği ‘Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’, Akdeniz Havzası’nda yeralan kısa filmcilerin katıldığı ‘Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması’ ve öğrenimlerine ülkemizdeki güzel sanatlar ve iletişim fakültelerinde devam eden öğrencilerin katılabildiği ‘Öğrenci Filmleri Yarışması’, yarışmalı bölümlerimizi oluşturacak. 

A.A: Sinema Müzesi açılmak üzere, bu konuda bilgi verir misiniz?

Z:A: Adana çok sayıda sinemacı yetiştirmiş bir kent. Yönetmenler, oyuncular, senaristler, yazarlar, grafikerler, film müzisyenleri ve set çalışanları kategorilerinde neredeyse herkes bölgemizden. Üstelik bir dönem Yeşilçam Sineması’nın maddi kaynağı da Adana’dan çıkmış. İşte bu değerleri yansıtacak, şimdilik küçük ama bir canlı organizma gibi büyümeyi amaçlayan, Yılmaz Güney’e de özel bir yer veren bir müze kuruyoruz. Küratörlüğünü S. Haluk Uygur’un, danışmanlığını Vadullah Taş’ın yaptığı bu müze bir çok kişinin katkılarıyla film festivali sırasında açılacak. 

DSC_0691

A.A: Adanalının festival ile bütünleşmesi için neler planlamaktasınız?

Z:A: Bugün geldiğimiz noktada, ‘Adanalıların festivalle bütünleştirilmesi’ gibi bir kavramı kabul etmiyorum. Çünkü öncelikle Adanalılar festivalimizle bütünleşmemiş olsaydı bugünlere gelemezdik. Bir film festivalinin düzenlendiği bir kentteki halkın festivalle bütünleşmesi nasıl olur? Sinema salonuna gidip, vizyonda göremeyeceği filmleri izleyerek ve sinema sanatına karşı yeni bir bakış açısı edinerek. Bu açıdan baktığınızda ve gösterimlerimizi gerçekleştirdiğimiz sinema salonlarının önündeki izdihamları düşündüğünüzde, Adanalıların festivalimizle halihazırda bütünleşmiş olduğunu çok rahat söyleyebilirim.




Sayı 4 ( Eylül - Ekim 2011 )

Bu yazı 5166 defa okundu.