ADANADA TRAFİK SORUNU GELECEKTE NE OLACAK?
Çalıştığım hastane olan Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine evden çıkışım eğer sabah 07.15’den sonraya kalmışsa hastaneye otobandan veya set üzerinden gelmek bir kabusa dönüşür. O yüzden evden çıkışımı o saatten sonraya çok zorunlu olmadıkça bırakmam. Durum şimdilik böyle iken bir süre sonra o bölgede trafiğin alacağı sorunlar yumağının İstanbul’u aratmayacağını tahmin ediyorum. Yeni yapılan Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Başkent Üniversitesinin Yüreğir ve Kışla hastaneleri ile Balcalı Hastaneleri arasına şu an yapımı devam eden 1650 yataklı şehir hastaneleri kompleks binaları, adliye binasını ve bölge adliye mahkemelerinin ek binalarını ve o bölgede ki kentsel dönüşüm adı altında yapılacak çok katlı binaları eklediğimizde zannedersem işin içinden çıkılmayacak bir trafik sorunu ile karşılaşmamız için çok az kaldı. Sorun yeni hastane veya adliye binalarının yapılması olmayıp o kadar yükü taşıyamayacak olan yollar ve trafiğin ne olacağıdır?
Kısa bir süre önce şehir trafiğinin rahatlatmak için E-5 üzerine battı ama çıkamadılar yapıldıktan sonra kent merkezindeki trafikte iyice keşmekeş olmuştu. Şehrin en işlek caddesi üzerinde ki yollar sağdan ve soldan tek şerite düşürülerek kentin ortasında ki trafik iyice içinden çıkılmaz hale getirilmişti. Şimdide yapılacak olan bu inşaatlar bittikten sonra o bölgede hem hastane, hem adliye, hem de konut olması nedeniyle yoğun bir insan ve araç akışı olacağından trafik iyice keşmekeş olacaktır. Şehir plancılığı gibi bir kavramı nedense pek aklımız almıyor. Bir yere bu kadar yoğun bir nüfus akışı olacaksa önceden oranın yol, su, elektrik gibi alt yapı hizmetlerinin getirilip bitirilmesi gerekirken bizde tam tersi bir uygulama süreci yaşanıyor. Önce alt yapısız binalar yapılıyor, sonra yollar, su ve elektrik getirilmeye çalışılıyor. Şu an Adana’da bahsettiğim bölgede de durum aynıdır. Hiç bir şeyin alt yapısı yapılmazken binalar arka arkasına yükselmektedir.
Daha önce neredeyse dünyanın en pahalı yer üstü metrosu yapılmıştı Adana’ya. Üstelik bu yer üstü metrosu veya tramvayı otogar, tren garı, havaalanı, stadyum, şehir merkezi ve üniversiteden de geçmiyordu. Şehrin merkezine uğramadan bir kıyısından başlayıp diğer kıyısında bitiyordu. O zaman şehrin trafiğini rahatlatmayacaksa bir kente metro yapmanın ne anlamı ve mantığı vardı. Herhalde bizim aklımız almıyor bu işleri. Umarız aynı şey yeni yapılacak köprü ve yollar içinde olmaz.
Yeni şehir hastanesi, adliye binaları ve kentsel dönüşüm sonucu yapılacak olan konutlar bittikten sonra muhtemelen yeni yollar yapmanın da olanağı kalmayacak ve şu an bile saat 07.30’dan sonra başlayan trafik çilesi daha erken saatlerde başlayarak giderek artmaya devam edecek. Bir de buna araçların çıkaracağı egzos gazını düşündüğümüzde trafik sorununa bir de hava kirliliği eklenmiş olacak. Otopark sorunu ise ayrıca bir sorun olacak. Başta da yazdığım gibi itirazım yeni hastane veya yeni adliye binaları, yeni konutlar yapılması değil. İtirazım bunları yaparken özellikle yol gibi altyapıların yapılmamasınadır. Başka bir itirazım oralara sadece çalışacak olan insanların gitmesi değildir. Hastane ve adliye gibi insanların sağlığını ve hukukunu aradığı yerlere çok fazla insanın geleceğinin hesaplanmamış olmasınadır.
Ali İhsan Ökten
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları