Altın Koza Film Festivali Tarihçesi 5

Yıl 1973

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur” demekle Atatürk, uygarlığa ancak sanatla ulaşılabileceğinin sinyallerini uzun yıllar öncesinden bize mesaj olarak vermiştir. “Bu söz pek dikkate alınmış mıdır?” sorusuna bir cevap bulamamış olsam da ülkemizde, hatta yaşadığımız topraklarda bu sözü kendisine vasiyet edinircesine sanat için çalışan insanların olduğunu biliyorum. Hatta bu uğurda sıklıkla dayak yiyen biri olarak zaman zaman kaçıp insanların olmadığı bir yerde yaşamak istemiyor da değilim. Bu düşüncem kısa bir süre sonra yılmadan çalışmaya dönüşmüş olsa da, ülkemizde sanatın ulaştığı noktayı görünce, daha doğrusu sanatla uğraşan yöneticileri görünce, umutsuzluğum daha da artıyor. 
 
Belki de üniversitelerde hatta daha da öncesine gidecek olursak ilkokul yıllarında sanat eğitimi ile yetişme şansı olmayan bir nesil olmamız bu sıkıntıların yaşanmasına neden oluyordur. 
 
Aslına bakılacak olursa sanat, insanı güzelleştirdiği gibi halkın yöneticilerine bakışını değiştirecek ve bilinçli bir nesil yetişmesine aracı olarak kullanılabilecektir. Maalesef ülkemizde sanata harcanılacak paranın belki doğru harcanılamaması belki daha yeni yapılmış olan kaldırım ve yolların tekrardan yapılması gibi zaruri ihtiyaçların karşılanıyor olması bazı etkinliklerin durmasına neden oluyordur.
 
Halbuki ülkemizde ve dünyada gerçekleştirilen sinema festivalleri, sinemanın gelişimine katkı sağladığı gibi, yeni filmlerin de halkla buluşmasına vesile oluyor.
 
Kara Bir Dönem
1973 yılına dönecek olursak, ülkemiz için önemli bir festival olan Adana Film Şenliği’nin o dönemde son kez yapılarak sanatın bir kez daha kesintiye uğradığını görmekteyiz. Anlaşılan bazı sebeplerden ötürü yaşanan sıkıntıların suçlusu, bireyler yerine festivaller oluyor ve bu da festivale uzun bir ara verilmesine sebep oluyor.
 
Hatırlarsınız geçen yılı anlatan yazımda sinema dünyasının, Adana Film Şenliği’ne tıpkı geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz 23. Adana Film Festivali’nde olduğu gibi büyük bir destek verdiğini anlatmıştım. Ayrıca Adana Film Şenliği’nde yarışabilmek adına yıldızların verdikleri çabadan da söz etmiştim. Açıkçası film şirketlerinin o yıllarda Antalya’yı boykot etmiş olmalarına rağmen Adana’ya en güzel filmleri göndermiş olduklarını görünce bu festivalin çok daha önemseneceğini düşünmüştüm. Maalesef düşündüğüm gibi olmamış, festival organizasyon sıkıntısı nedeniyle uyuklama dönemine geçmiştir. 
 
Belki de organizasyondan ziyade festivalin mali olarak belediyeyi zor duruma sokması buna sebep olmuş olabilir. Hatırlarsanız geçen yıl festival yönetimini mağdur eden şirketten dolayı belediyenin zarar ettiğini ve soruşturma ile karşı karşıya kaldığını sizlere bahsetmiştim. 
 
Bu kara dönemin uzun sürmüş olması yeni bir anlayışın ortaya çıkmasına neden olmuş. Büyükşehir Belediyesi Altın Koza A.Ş’yi kurarak festivali bugüne kadar taşıyacak bir organizasyonu başlatmıştır. Bu önemli anlayışı ortaya çıkaran ve bu uğurda savaş vererek Adana Film Festivali’ni bugüne taşıyan insanları gelecek sayıdan itibaren sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. 

 
5. Altın Koza Film Festivali 
29 Ekim - 4 Kasım 1973 tarihleri arasında gerçekleştirilen festivalin afişine maalesef ulaşamamaktayız. 2011 yılında Adana Sinema Müzesi’ni hazırlarken Altın Koza odası için Ozan Sihay tarafından hazırlanan afişi 1973 yılına ait afiş bulununcaya kadar sergileriz diye düşünmüştük. Ancak şu zamana kadar bize “5. Altın Koza’nın afişi budur” diye kimse ulaşmadı. Umarım bu yazı afişin ortaya çıkmasına da vesile olur. 
 
Jüri
Festivali organize edenlerden sonra en zor görev jürilere düşmektedir. O yıl festivalin jüri başkanlığını yazar Hüsamettin Bozok ile ikinci başkan olarak, gazeteci Yalçın Remzi Yüreğir üstlenmiş. Diğer jüri üyeleri ise; seramik sanatkarı Jale Yılmabaşar, karikatürist Ferruh Doğan, sinema eleştirmeni, gazeteci Atilla Dorsay, grafiker Mengü Ertel, gazeteci Erman Şener, editör, yazar Tarık Dursun, ressam Sadi Öziş, yönetmen, oyuncu Orhan M. Arıburnu, spor yazarı Odhan Baykara’dan oluşmaktaydı. Günler öncesinden isimleri ilan edilen Kadri Kayabal, Ara Güler ve Memduh Yükman Adana’ya gelmedikleri için ana jüri 11 isim olarak kalmıştır. Bir fotoğrafçı olarak umarım bir gün Adana Film Festivali’nin jürisinde Ara Güler görev alır. Ve kendisini Adana’da misafir etme şansı yakalayabiliriz. 
 
Ses dergisinin haberine göre jürinin filmleri izleyeceği bir salon ayarlanmadığı için jürinin hangi saatlerde ve hangi salonda filmleri izleyeceği bir karmaşa yaratmış. Gazete araştırmalarım sonucunda bu krizin çözüldüğünü, jürinin çalışmalarını Alsaray ve Sular Cep sinemasında çalışmalarına devam ettiklerini öğrenmiş oldum.

 
Yarışan 11 Film
30 filmin katıldığı yarışmada ön jüri Cemo, Dönüş, Gelin, Fatma Bacı, Mahpus, Utanç, İblis, Canım Kardeşim, Ağrı Dağı’nın Gazabı, Toprak Ana filmlerini yarışacak filmler olarak belirlemiştir.  

 
Türkan Şoray, Kadir İnanır, Cemil Şahbaz, İrfan Atasoy, Deniz Erkanat, Uğur Güçlü festival için Adana’ya gelen yıldızlar arasındaydı. 
 
 
 
Adana Geceleri Şenlendi
Emel Sayın, Nuri Sesigüzel, Sevda Ferdağ, Sezer Güvenirgil, Tunç Oral, Gülbin Eray, Cem Karaca, Pamuk Diyarı’nın gecelerini şenlendirmişlerdir. Emel Sayın iki gece sahne aldıktan sonra kentimizden ayrılmıştır.
 
Cemil Şahbaz Adana’da
Ses Dergisi’nin 1973 Sinema Artisti yarışması ikincisi Cemil Şahbaz, Adana Spor Salonu’nda gerçekleştirilen konserler dizisi öncesi kürsüde hemşerilerini selamlamıştır. Genç oyuncu Adanalı aktörlerin sinemadaki yerlerinden bahsetmiş ve kendisi de Adana’yı Yeşilçam’da gerektiği gibi temsil edeceğinin sözünü vermiştir. Ertesi gün ise Emel Sayın’a mihmandarlık yaparak Adana’yı gezdirmiştir. 
 
 
5. Altınkoza Film Festivali’nin Ödül Dağılımı 
Sonuçların açıklanacağı gün jüri üyelerinden Jale Yılmabaşar görevinden istifa ederek Adana’dan ayrılmıştır. Jale Hanım jürinin bir takım isteklerini kendilerine zorla empoze ettirdiği için istifa ettiğini söylemiştir. Bunun üzerine jüri başkanı, “Jale Hanım “En İyi Fon Müziği” konusunda çoğunluğun kararına uymadığı için bu kararı alarak görevinden ayrılmıştır” yanıtını vermiştir. Yılmabaşar’ın istifasından hemen sonra gazeteci Kami Suveren jüriye katılmıştır. Filmler hakkında karar alındıktan sonra yeni bir jüri üyesinin katılmış olması hayretle karşılanması gereken bir durum olsa da bu uygulamanın geçtiğimiz yıllarda da tekrar ettiğini görmemiz bunu normalmiş gibi karşılamamıza neden olabilir. 
 
En İyi Film: Gelin (Yönetmen: Lütfi Ömer Akad)
En İyi İkinci Film: Canım Kardeşim (Yönetmen: Ertem Eğilmez)
En İyi Üçüncü Film: Mahpus (Yönetmen:  Nejat Saydam)
En İyi Yönetmen: Ertem Eğilmez  (Canım Kardeşim filmi ile)
En İyi Kadın Oyuncu: Türkan Şoray (Mahpus filmi ile)
En İyi Erkek Oyuncu: Kadir İnanır (Utanç filmi ile)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Ülkü Ülker - Nazan Adalı (Utanç filmi ile)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Kamuran Usluer (Gelin filmi ile)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Erdoğan Engin (Canım Kardeşim filmi ile)
En İyi Film Müziği: Cahit Oben (Canım Kardeşim filmi ile)
En İyi Stüdyo: Ören Film
 
 
 
Kadir İnanır’ın ödül törenini beklemeden Adana’dan ayrıldığına dair bir haber okuyunca araştırmalarımı Kadir İnanır üzerine yoğunlaştırmak istedim. Yeni Adana Gazetesi’nin 1973 yılında yayınlanan nüshasında kazandığı “En Başarılı Erkek Oyuncu” ödülünün adresine gönderilmesini istediğiyle ilgili bir habere ulaştım. Haberi okuduğumda ise kendisinin yeni bir film için çalıştığını ve ödül gecesine katılma durumunun olmadığını öğrenmiş oldum. Ancak fotoğraf taraması yaptığımda Kadir İnanır ile Türkan Şoray’ın ödül heykelciği ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafını bulunca, gözden bir şeyler kaçırmış mıyım diye tekrar gazete taraması yaptım. Ancak her hangi bir habere rastlayamadım. Kent arşivciliğinin olmaması kent arkeolojisi yapıyor olan bizleri epey yoruyor. Bu sebeple bazı bilgiler eksik veya yarım kalabiliyor. Bu sebeple yeni gelen bilgiler ışığında bu konu üzerinde bir aydınlanma yaşayacağımızı söyleyebilirim. Umarım yazı dizisini takip eden okurlarımız, bu konuda bizlere geri dönüş yaparak o dönem hakkında eksik kalan bilgileri gün ışığına çıkarmada bizlere yardımcı olurlar. 
 
Ödül törenine müzik şöleni için gelen sanatçıların da katılması, gecenin renklenmesini sağlamış. Ödül töreni için kentimize gelen Türkan Şoray, hemşehrimizin yapımcısı olduğu ve Osmaniye’de çekilmesi planlanan Namus Borcu filminde oynayacağını bu gecede basın mensupları ile paylaşmıştır. Ödül törenine katılmayan sinema oyuncusu hemşehrimiz Melek Görgün gelmediği için halktan büyük bir tepki toplamıştır.
 
Adana için önemli bir etkinlik olan film festivali’nin 19 yıl gibi uzun bir süre yapılamayacak olmasının üzüntüsü ile yazımı sonlandırırken 6. Altınkoza’yı en az sizler kadar merak ettiğimi belirtmek istiyorum. 



SAYI 35 (Kasım- Aralık 2016)

Bu yazı 6153 defa okundu.