Benim Bir Rüyam Var;Adana Kültür Tramvayı

 

 

bnmbrrymvrAdana’nın Tarihi Dokusunu Dolaşan, Otantik Bir Tramvay

 

Bazı şeyler rüya gibi gelir bana. Ama çoğu kez zaman denilen kavramın rüyaları bile gerçeğe dönüştürdüğüne şahit oldum. Bu yüzden “Niye olmasın ki…” terimini kullanmakta hiç tereddüt etmedim. Bu yazıma da aynı cümle ile başlamak istiyorum.

 

Niye Olmasın Ki…

Aslında bugün anlatmak istediğim şey bir rüya kadar da gerçekdışı değil. Bir grup Adana sevdalısı ile beraber daha önceki toplantı veya yazılarımızda bahsettiğimiz ve her defasında da olumlu görüşler aldığımız bir konu. İsmi de “Adana Kültür Tramvayı”. Tarsus Kazanlı Bölgesi yani kentimizden sadece 30 kilometre ötedeki bir alan devletimiz tarafından resmen turizm alanı olarak ilan edildi. Şimdilik buraya 15 bin yatak kapasiteli turistik tesisler yapılacak. Bu; yüzde 50 dolulukla bile, yılda 300 binden fazla turistin bölgemizde bir hafta tatil yapması anlamına geliyor. Bir hafta bölgede kalacak turistin en az 1-2 gün Adana’yı ziyaret etmemesi mümkün değil. Ancak kentimizin de kültürel değerlerini gelen turistlerle paylaşmak için hazırlanması gerekli. Adana ismi değişmeden, hala kurulduğu yerde yaşayan dünyanın en eski şehirlerinden biri. Henüz arkeolojik olarak kazılmamış yerleri olsa bile, böylesine bir tarihin kalıntılarını kentimizde izlemek olasılı. Fakat kalıntıların hala görünür ve izlenebilir hale getirilmemiş olması bir engel.

 

İşte Rüyam…

Adana’daki tarihi yerler bir bölgede toplanmış durumda. Tarihi ve kültürel doku Ulucami, Saat Kulesi, Eski Vilayet Binası, Tarihi Kız Lisesi,Taşköprü, Atatürk Evi civarı ve Tepebağ, Sabancı Kültür Merkezi, Adliye Binası, Etnoğrafya Müzesi(Kuru Köprü), Küçük Saat, Yağ Cami ve yeniden Saat Kulesi şeklinde olan bir ringin içinde.

 

Oteller ve müzeler de bu ringin çevresine kurulmuş ve maalesef bu ring kent merkezinin hala bölgede olması nedeniyle yoğun bir trafik kalabalığının baskısı altında. Benim rüyam şöyle: Bu bölgede bulunan devlet daireleri, bankalar gibi turizme katkısı olmayan ama kalabalık yaratan oluşumlar kuzeye kaldırılsa. Taşköprü ve regülatör köprü arasında kalan nehir bandı yeşil alan haline getirilip, kafeterya, miniatürk, çiçek pazarı gibi kentlinin de turistin de vakit geçirebileceği kültür vadisi haline getirilse. Taşköprü’nün iki kenarı ve Ziyapaşa Parkı’ndan yararlanarak Ulucami ile Saat Kulesi arasındaki alan birer tarihi meydan şekline sokulsa. Saat Kulesi’nden hareket eden otantik bir tramvay yukarıda bahsettiğim ringi, Taşköprü’nün de çevresinden geçecek şekilde tamamlasa. Hatta bahsettiğim bu bölgeye diğer araçlar sokulmayıp bu bölge sadece yaya ve tramvay trafiğine açık olsa. İnsanlar gün içinde sadece bir bilet alıp, bu tramvaya, istediği durakta inip gezdikten sonra aynı biletle geri binebilse. Daha ileri gidiyorum bu bilet müzelere girişin de bedava olmasını sağlayabilse… Sizce olmayacak bir şey mi?

 

Ya Olursa!

Ama bir olursa Tarsus’a gelecekler de dahil turistlerin en az bir gününü Adana’da geçirecekleri bir alan yaratmış olmaz mıyız?

 

 
 

 




Sayı 7 (Mart - Nisan 2012)

Bu yazı 6706 defa okundu.