Berlin’in Ayısı Adana’ya Gelecek
Hemen söylemeliyim ki yanlış anlaşılmasın… Bu başlıkla Berlin Film Festivali’nin ödülü olan Ayı’dan bahsediyorum. Hani Adana Festivali’nin simgesi Koza, Cannes’in ki Aslan ya, biliyorsunuz ki Berlin’in ki de Ayı. Kısacası bu başlıkla Adanalı birinin Berlin Film Festivali’nden bir ödül almasını kastediyorum.
Aslında Berlin’in Ayısı ifadesini de sembolik olarak kullanıyorum. Asıl söylemek istediğim; prestijli herhangi bir film festivalinden alınması hedeflenen ödüller.
Şimdi sizler bu da nereden çıktı diye sorabilirsiniz. Bir gün rahmetli Semih Balcıoğlu ile sohbet ettiğim sırada “Yahu bu Adana’da ne var? Tüm önemli sanatçıların burayla bir ilgisi bulunuyor” demişti. Ben de ona “Ama siz Adanalı değilsiniz” diye karşılık vermiştim. O da espriyle karışık “ Benim de karım Adanalı” şeklinde cevap vermişti
Şaka bir yana gerçekten de, ta Karacaoğlan’dan bugüne kadar, üstelik sanatın neredeyse her alanında, bölgemiz (Buna Mersin, Osmaniye ve Hatay’ı da katıyorum) Türkiye’nin en önemli sanatçılarını çıkarmış. Bunlar arasında bir çırpıda sayabileceklerim Dadaloğlu, Yaşar Kemal, Abidin Dino, Arif Dino, Yılmaz Güney, Şahin Kaygun, Ali Özgentürk, Orhan Kemal, Muzaffer İzgü, Etem Çalışkan, Özdemir İnce,Bedri Baykam ve diğerleri… Liste uzayıp gidiyor ama bir şey de dikkatimizi çekiyor. Bir dönemden sonra yeniler yetişmemiş. Bizler hala Demirtaş Ceyhunlar’la, İrfan Atasoylar’la övünüp duruyoruz.
Halbuki onlara olan saygımızı bir kenara bırakmadan ve onların yollarının bizim yönümüzü aydınlatmasına izin vererek yeni Yılmaz Güneyler, Yeni Orhan Kemaller çıkartmalıyız artık. Hatırlarsınız Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu da bu hedefi bir yıl önce yayınladığı manifestosuna koymuştu. Ve bunun gerçekleşmesi için bereketli topraklarımızın yaratıcı potansiyeline ilaveten, eğitimden başka bir yol olmadığını savunuyordu.
İşte tam bu nedenlerle Altın Oran Sanat Akademisi kuruldu. Bu oluşum; sanatın her dalında üniversite eğitimini örnek seçen bir programla seminerler yürütecek. İlk adımda sinema, fotoğraf, kukla ve güzel yazı alanında başlayacak bu atelye çalışmalarına, sanata bir hobi olarak bakmaktan öte düşüncelerini aktarmanın bir yöntemi olarak görenler arasından seçilmiş gençler katılıyor. Sinema ve fotoğraf atelyeleri başladı bile. Sinema atelyelerindeki arkadaşlar da bir dekalon (on adet) kısa film hazırlayarak Berlin’i zorlamayı hedeflerine koydular. Hepsi de iddialı… Diyorlar ki;
“Berlin’in Ayısı Adana’ya gelecek…”
Kısacası Adana’da güzel şeyler oluyor… Haydi hayırlısı.
S.Haluk Uygur
Haluk Uygur
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları