Bir Adana Delikanlısı Olabilmek; Hasan Yaman

Birçok kişi yaşadığı şehir için yararlı işler yapmıştır. Ancak, kendi kişisel çıkarlarını ve geleceğini hiç düşünmeden, kimin ne diyeceğine hiç aldırmadan, yaşadığı şehrin birçok sorununun çözülmesi için her fırsat ve ortamda canı pahasına varını yoğunu ortaya koyan insan çok azdır.
Hasan Yaman4
Şu sıralar, eşine ender rastlanır böyle birinin kitabının hazırlığı içindeyiz. Bir Adana delikanlısının kitabı. Adı geçince birçok kişinin yüzünde gülümseme ve minnet ile hatırladığı çok önemli bir Adanalı.
Mesleğine ve meslektaşlarına karşı artık günümüzde neredeyse rastlanmayacak kadar sevgi ve saygı duyan, diş hekimi ile ‘dişçi’yi ayırt edemeyen kişi bir bakan bile olsa onu sert bir şekilde uyaran, vatandaşın sağlığının, meslektaşlarının onurunun korunmasına yönelik mücadelede ölüm tehditlerinin bile yıldıramadığı, gazeteci Orhan Apaydın’ın ifadesi ile, ‘politika yapmasına rağmen cetvel gibi düz konuşan’, birikimi, yaklaşımı ve deneyimleri ile Adana’ya ve Türkiye’ye daha verecek çok şeyi varken, maalesef erken kaybettiğimiz, Adana Diş Hekimleri Odası’nın kurucusu ve 24 yıl başkanlığını yapmış olan efsane başkanı, Asım Savaş.
Bu kitabın Asım Savaş’a yaraşır bir şekilde çok güzel ve kapsamlı olmasına dikkat ediyoruz. Bunun için onlarca kişi ile görüşüp, fotoğraflar çekiyoruz.

Asım Savaş deyince tabii ki ilk akla gelen Diş Hekimleri Odasıdır. Bu nedenle de, anılan kitabı ve fotoğrafları hazırlamak amacıyla yola çıktığımızda kapısını ilk çaldığımız kişi, Asım Savaş’ın en yakın yol arkadaşlarından, dostu ve meslektaşı, Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Hasan Yaman oldu. Biz daha konuya giriş cümlemizi bitirdiğimizde Sayın Yaman’ın ilk cümlesi, “bu kitabın ve fotoğraf sergisinin hazırlanmasında biz Adana Diş Hekimleri Odası olarak her türlü destekte bulunmaya hazırız” şeklindeydi.
 

Bu yazımızda size, biraz Asım Savaş’tan, biraz da Adana Diş Hekimleri Odasından bahsetmesi için, kitabın yapılacağı haberini aldığı ilk günden bu yana en az bizim kadar heyecanlı olan Hasan Yaman ile röportajımızı sunmak istiyoruz. Bu projeye verecekleri destekten dolayı Sayın Yaman’a ve onun şahsında Adana Diş Hekimleri Odası’na şimdiden çok teşekkür ediyoruz.

 



SAYIN HASAN YAMAN, KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Hasan Yaman 11962 Adana doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Adana'da okudum. Erzurum Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden 1986 yılında mezun oldum ve mesleğimi icra etmek üzere Adana’ya geldim. Abidinpaşa Caddesinde muayenehane açtım. Vatani görevimi 1988 yılında yaptıktan sonra tekrar Adana’ya dönüp serbest muayenehane hekimliğine devam ettim. 1989 yılında eşim Neval Hanım’la evlendim. İki çocuğumuz var. Kızım Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde, oğlum ise İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyor.
 

 

DİŞ HEKİMLERİ ODASI TARİHÇESİNDEN BİRAZ SÖZ EDELİM

Diş Hekimleri Odaları, Türk Diş Hekimleri Birliği kurulmadan önce Tabip Odası bünyesinde temsil ediliyordu. Adana'da da durum aynıydı. Ben o zamanlar henüz öğrenciydim. Adana Diş Hekimleri Odasını rahmetli Asım Savaş ağabeyimiz arkadaşları ile beraber kurdular. Daha sonra Türk Diş Hekimleri Birliği kurularak, 1986 yılında bu kurumsal yapının temelleri atıldı.
Oda yönetiminde görev almak için beş yılı doldurmak gerekiyor. Ben de meslekte beşinci yılımı doldurduğumda, Asım (Savaş) abim teklif etti. Çalışmayı çok arzu ediyordum. Odamızın dergisini çıkartmak istiyordum. Asım abim ‘gel çıkart dergiyi’ dedi. Böylece Adana Diş Hekimleri Odasında 1992 yılında görev aldım ve denetleme kurulu üyeliği ile göreve başladım. Sonrasında uzun yıllar rahmetli Asım abi ile birlikte çalıştık. Yedi dönem oda yönetim kurulu üyeliğinde bulundum.
Siyasi bir görevim nedeniyle 2004 yılında odadaki görevimden ayrıldım. İki dönem MHP Seyhan İlçe Başkanlığı yaptım. 2007 yılında aynı partiden Adana Milletvekili adayı oldum.
Asım abinin 12 dönem, 24 yıl Adana Diş Hekimleri Odası başkanlığının ardından, 2010 yılında ben başkanlığa seçildim. Halen üçüncü dönemdir bu görevdeyim. Ayrıca Türk Diş Hekimleri Birliği Vakfı yönetim kurulu üyesiyim.
 

 

DİŞ HEKİMLERİ ODASININ FAALİYETLERİNDEN KONUŞALIM?

Adana Diş Hekimleri Odası kamu niteliğinde bir meslek odasıdır. Halkın ağız ve diş sağlığına daha kolay ulaşabilmesi için çalışmalar yapmak ve meslektaşlarımızın haklarını korumak odamız yönetim kurulunun öncelikli görevleri arasındadır. Meslektaşlarımızın mezuniyet sonrasındaki mesleki donanımlarını arttırabilmek için çok aktif çalışmalar yapmaktayız. Ülkemizde bilimsel toplantıları en çok yapan odayız. Meslektaşlarımız da buna rağbet ettiler. Çok doğru bir eğitim verdiğimize inanıyorum. 

Meslektaşlarımız muayenehanelerinin standardını da çok yükselttiler. Adana'da bunu belirgin şekilde görüyor ve gurur duyuyoruz. Dünya standardında, Avrupa’daki gelişmiş birçok ülkeden daha da ileri muayenehaneler var.
Meslektaşlarımızın mesleki donanımları da çok yüksek. Bunda payımız olduysa, bizim için bundan daha güzel bir şey olamaz. Bunu şuradan da anlıyoruz. Adana'da implant ve cihaz satışındaki artış, muayenehanelerde verilen hizmetin kalitesi ve yoğunluğu açısından önemlidir. Halkımızın iyi bir ağız ve diş sağlığına kavuşması için uğraş vermekteyiz.

Bunun yanında ilk defa bu yıl Türk Diş Hekimleri Birliği yönetim kuruluna Adana'dan bir meslektaşımız, Serdar Ak seçildi. Bu bizim için gurur verici bir şeydir. 
Ayrıca oda olarak Adana’da başkanlar toplantısı ve Çukurova diş hekimliği günlerini yaptık. Çevre illerden gelen meslektaşlarımız burada üç gün boyunca bilimsel ve sosyal aktivitelerin içinde oldular. Bu da ilk defa yapılmıştı. Şimdi en büyük hedefimiz, Adana’da uluslararası bir kongre gerçekleştirmek. Ama maalesef uluslararası ölçekte bir kongre merkezimiz olmadığı için şimdilik böyle bir organizasyonu yapamadık. Yeni büyükşehir belediye başkanımıza ve yeni valimize bu konuda ben çok güveniyorum. Umarım şehrin içinde büyük bir kongre merkezine sahip oluruz. Biz de bu hedefimizi gerçekleştirir ve Adana olarak bu gururu yaşarız. Çünkü her şey Adanalı için. Adana bunu hakkediyor.
 

 

KAMU UYGULAMALARI, YASALAR, ŞU AN DİŞ HEKİMLİĞİNİN TÜRKİYE'DEKİ YERİ VE DİĞER SIKINTILARI İÇİN NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Hasan Yaman 2
Biz bu konuda çok sıkıntılıyız. Dilimiz döndüğünce söylemeye çalışıyoruz. Gelişmiş ülkelerde mutlaka özel ve kamu ayırımı var. Fakat bu ülkeler şunu söylüyorlar; tedavi edici hizmetler özelden, koruyucu hizmetler kamudan verilmeli. Yani 0-12 yaş arası çocukların koruyucu hizmetleri kamudan verilmeli. Bu şekilde olmalı. Fakat ülkemizde bu böyle değil.

Dünya Sağlık Örgütü, 0-12 yaş çocuklarda çürük sayısı birin altına düşmeli diyor. Türkiye'de bu sayı beşin üzerindedir. Yirmi sekiz yıllık diş hekimiyim. Benim öğrenciliğim zamanımda yedi tane diş hekimliği fakültesi vardı. Şu anda altmışa yaklaşmış durumda. Kontenjanları çok arttırıldı. Diş hekimi sayısı da ona göre arttı. Ancak, 28 yıl önce halkımızın %70-80’inde diş ve diş eti hastalıkları, bozukluğu var diyorduk. Şimdi bu kadar artan diş hekimi sayısına rağmen diş ve diş eti hastalıkları bozukluğunun aynı oranda olduğunu görüyoruz. Eğer plansızlık bu şekilde devam ederse, 28 sene sonra da hiç bir şey değişmeyecek. O zaman yapılması gereken şu; kamu tedavi edici hizmetlerden çekilmeli. Kamunun bütün gücü, yatırımları ağız ve diş sağlığını koruyucu hizmetlere aktarılmalı. Ancak o zaman gelecek neslimizi kurtarırız. Yoksa bugünkü popülist yaklaşım ile halkımızın ağız ve diş sağlığı sorununu çözmemiz mümkün değildir. Ben iddia ediyorum ki, koruyucu hekimlik kamudan verilmeye başlansın, 15 yıl sonra ağız-diş sağlığı konusunda hiçbir sorun kalmayacak. Bu kadar fakülte açmak, diş hekimi yetiştirmek de gerekmeyecek.
 

 

DİŞ HEKİMLERİNİN ÇALIŞMA ŞARTLARI İÇİN NE DİYECEKSİNİZ?

Diş hekimlerimizin kalitesi oldukça iyi. Ama bu kadar donanımlı, iyi hekimlerimize rağmen yeterli hasta yok. Tabii ki bu, halkımızın ekonomik sıkıntılarından da kaynaklanıyor. 
 

 

NEDEN HALKIMIZ DİŞ SAĞLIĞINA ÖNEM VERMİYOR, DİŞİ AĞRIMAZSA DİŞ DOKTORUNA GİTMİYOR?

Bu, halkın kültürü ile, eğitim eksikliğiyle, bilinçsizlikle ilgili. Düzenli olarak dişlerimizi fırçalama, bir şikayetimiz olmasa da ağız-diş sağlığı kontrolü yaptırma alışkanlığını kazanmadık hala. Umut ediyoruz ama.
Düşünün ki, 2014 yılındayız ama, Adana'da hala diş hekimi olmayan sahte dişçiler var. Aktif olarak çalışan çok sayıda sahte dişçi bulunmakta. Bunlar halkın ağız ve diş sağlığını, hatta AİDS ve hepatit gibi bulaşıcı hastalıkların geçmesi riski ile vatandaşın hayatını tehdit etmekte. Ayrıca halkımız duyarsız. Mesela arabasının bir tarafı çizilse hemen yaptırıyor. Ama dişinde çürük olduğunda hekime gitmiyor. Eğitimsizlikten dolayı bir korku var. Ayrıca kültürel bir eksiklik var. Neyse ki günümüzde estetik kaygı öne çıktı da, bu amaçla da olsa halkımız biraz daha bilinçlenmeye başladı. 
 

 

VATANDAŞA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI İLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİZ NELERDİR?

Öncelikle koruyucu hekimliği çok önemsiyoruz. Dişlerini düzenli fırçalamalarını, altı ayda bir diş hekimine kontrole gitmelerini öneriyoruz. Önceki yıllarda İlhan Atış valimiz ile halkı bilinçlendirmek için bir çalışma yaptık. Yakın bir zamanda Adana Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ses getirecek bir sosyal projenin altına Adana Diş Hekimleri Odası olarak imzamızı atacağız. Adana’da belirlediğimiz iki pilot okul ile diş taraması yaptık. Birinci sınıfa başlayan çocuğa, dişleri çürümesin diye, dördüncü sınıfı bitirene kadar yılda iki kez jel tatbik ediyoruz. Dört yılın sonunda çocukta nasıl bir gelişme olmuş diye bakıyoruz. Bu iki okulun biri gelir düzeyi düşük mahallede, diğeri ise daha merkezi yerde ve gelir seviyesi yüksek öğrencilerin olduğu bir yerde. İstatistikleri karşılaştıracağız dört yılın sonunda. Yaklaşık toplam 1700 civarında öğrenciyi kapsayan bir proje. 
 

 

DİŞ HEKİMLERİ ODASI DEYİNCE AKLA İLK GELEN İSİM, ASIM SAVAŞ İÇİN NE DERSİNİZ?
Hasan Yaman 3
Asım Savaş bu odanın kurulmasında, kurumsallaşmasında, meslektaşlarımızın mesleki bilinçlerinin oluşmasında çok başarılı olmuş bir başkandı. Bir şeyi ilk kez yapmak çok zordur. Yapılan bir şeyi devam ettirmek kolaydır. O böyle bir beceriyi göstermiş ve kendini ispatlamış bir insandır. Ben uzun yıllar onunla çalışma onuruna eriştim. Beni bugünlere hazırlayan, üzerimde çok büyük etkisi olan kişi, ilkokul öğretmenim rahmetli Yaşar Bayraktar idi. Asım abi için de hayattaki ikinci öğretmenim diyebilirim.
Hayata dair vasıflarımın çoğunu babamdan ve aile çevremden aldım. Sonrasında Asım abinin de bu vasıflarıma çok etkisi olmuştur. Benim için bir baba gibiydi. İlişkilerimiz de o şekildeydi. Asım Savaş güçlü bir kişiliğe sahipti. Onun yanında ezilmemeniz için sizin de güçlü bir kişiliğe, donanıma ve cesarete sahip olmanız gerekiyordu.

Asım abinin bu mesleğe ve Adana'ya büyük emekleri geçmiştir. Ben isterdim ki siyasette Adana’yı temsil etsin. Belediye başkanı ya da milletvekili olsaydı, eminim Adana çok şey kazanırdı.
Bir insanın marka olması kolay bir şey değildir. Adana Diş Hekimleri Odasını kurdu ve aralıksız 24 yıl başkanlığını yaptı. İnanılmaz bir şey.
Onunla birlikte çalışmak güzeldi ama (onun karşısına başkan adayı olarak çıkarak) mücadele etmek de güzeldi. Hayatımda çok özel günlerdi o günler. Çok değişik duygulardı benim için. Aktif siyasi hayatımda bile böyle bir seçimi yaşayabileceğimi düşünmüyorum. Başkanlığı kazandıktan sonra da beraber olduk. Her şeyi beraber paylaştık. Kitapta bunlardan uzun uzun bahsedeceğiz.
 

 

‘BİR ADANA DELİKANLISI, ASIM SAVAŞ’ KİTABI

Asım Savaş gibi insanlar kolay yetişmiyor. Bir şekilde mücadele ile yetişiyorlar. Bu mücadele insanlarının gelecek kuşaklara tanıtılması lazım. Bu açıdan, Adana Diş Hekimleri Odası olarak çok teşekkür ediyoruz böyle bir hazırlık için. Çok önemsiyorum bu kitabı. İnsanlar bir takım şeyleri bilmeli. Çok farklı dönemleri yaşıyoruz artık. Günümüzde neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda bile toplum şaşırmış durumda. Kendi bildiğimiz doğrulardan şüpheye düşmeye başladık. Onun için, bir şeyler yapan, uğraşan, emek sarf eden insanları mutlaka gelecek kuşaklara aktarmak gerekir. Eğer gelecek kuşaklara nakledemezseniz o zaman geçmişle bağlantınız kopar. Geçmişle bağlantısı kopan toplumlar yok olmaya mahkumdur. 
Biz bilim insanlarının sorumlulukları var. Doğruyu söylemek zorundayız. İster inanırlar, ister inanmazlar. Ama bizim tarihe karşı sorumluluğumuz budur ve bunu yerine getirmemiz gerekir. 
Aynı zamanda bizim bir Adana kültürümüz var. Adanalılık kültürümüz var. Tıpkı Asım Savaş'ta olduğu gibi. Ne olursa olsun doğruyu söylemek. Sonuna kadar da böyle olacak. Kitabın adının ADANA DELİKANLISI olması da çok yakıştı bence. Benim bir tanımlamam var; ‘Adanalıların başı Toroslar kadar dik, ama yüreği Akdeniz’in ılık suları gibi yumuşaktır’.
 

 

ADANA KÜLTÜR VE SANAT AÇISINDAN NE DURUMDA?

Adana bir kültür hazinesi. Buradan ‘Orhan Kemal'ler, ‘Yaşar Kemal'ler çıkmıştır. Çok edebiyatçı yetiştirmiş Çukurova. Bu ovada insanlar tarım yapmışlar, doğudan gelen insanlar çalışmışlar. Eskinin pamuk ağaları var. Sanayileşme var. Bütün bunların olduğu bir yerde bir kent kültürü de var. O zaman edebi şeylerin çıkması çok normal. Kültür zenginliğimiz var. 
 

 

PEKİ NEDEN TURİZM HALA İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİL ADANA’DA? YEREL YÖNETİMLER NEDEN BUNA EĞİLMİYORLAR?

Bu konuda yetersiz olan yalnızca yerel yönetimler değil. Adana’nın yeteri kadar temsil edilmediğini düşünüyorum. Adanalılık bilincini geliştirmemiz, göç ile gelen insanlarımızı içimize kabul etmemiz lazım. Yalnız ekonomi ile olmaz bu. Kent kültürünü anlatmamız, kentli olmalarını sağlamamız gerekir. Tabii, bunları Adanalılara anlatacak yerel yönetimlerin de olması önemli ve gerekli. 

 


Ünal ZORLUDEMİR
Nazan GÖKKAYA




Sayı 21 (Temmuz - Ağustos 2014)

Bu yazı 7853 defa okundu.