ÇATALHÖYÜK'DE ÖLÜM YOK
Güllü Ayşa, Çatalhöyük’te Ölüm Yok…
Geceleyin bir ses böler uykumuzu
Ağlayan bir ses yanı başımızda,
Yan komşunun bebeği mi hasta, kediler mi bağırıyor mevsimsiz
Bir sarhoş mu var sokakta…
Ay yaklaşmakta
Ha çarptı ha çarpacak
Güneş niye doğmadı her yer karanlık
O dehşet anı mı geldi yoksa
İsrafil borusunu mu üfleyecek…
Huzursuzluk diz boyu
Ağlama devam etmekte zonklamada beyinlerimiz
Kaçsak da kurtulamıyoruz bu sesten
İnsanlar sokaklarda
Soralım erenlere nedir bu hal…
İvriz de Tarhundas
Verirken başağı, asmayı Varsapalavas’a
Elbise Anadolu, çarık Antep işi, başlık Yozgat’tan
Yan durduydu da profil gösterdi bizlere
Mısırlılardan öğrenmiş böyle durmayı
Altınoran kızları da ondan
Biz ne derteyiz o ne dertde
Varın gidin Meke’ye bakın rengine gölün,
Maviyse sorun erkekten, kırmızıysa kadından
İvriz’den Meke’ye bir saat,
Göl kırmızı, sorun kadında
Aşık olan doğuran büyüten kadında
Öyleyse Taptuk’a Karaman’a varalım önce yüz sürelim türbeye
Hani bizim Yunus odun taşımıştı da
Tüm odunlar aynı boydaymış aynı şekilde dosdoğru
Dosdoğru cevabı Taptuk verir ancak
Karaman’a geldik, Larende’ye yani Roma’nın Germanicopolis’i
Çok hizmet sunmuştu Karaman’a
Ben bilmem Piri bilebilir …
Çok şey bilen, çok yer gören Piri
Hemşerimiz Miletlinin
İskenderi Zulkarneyne çizdiği haritasından
Tüm dünya haritasını çıkarmıştı da sonu
Öldürülmek oldu, hakettiği bu muydu ?
Ağlayan kadın tek bir kadın,
Aşil’in sevgilisi Proksenos mudur Piramos kızı?
Hani Aşil’de aşık olmuştu ona, belki taraf değiştirecek
Troyalıların yanında savaşacaktı, ölmeseydi eğer
Akhalarda kurban edivermişlerdi, boğazlamışlardı ölümünün ardından
Troyalı kadınlar saçlarını başlarını yolmuşlardı haksız ölüm için
Belki isyan etmektedir haksız kadere Troyalı
Piri bilgeliğini konuşturdu
İhanet getirecekti yurduna, yoldaşlarına
Vatana ihanetin ölümdür cezası tüm ülkelerde
Sorunun cevabı Rumi’de varın gidin Konya’ya
Surlar, mabetler, Selçuklu
Getirmiş çekik gözlü Türkmen meleğini
Dikivermiş kapının üzerine
Dört bir yana yayılsın Türkmenin güzelliği diye…
Hani nerede nereye gizlediniz,
Kapı nerede, nerede kitabesi
Mercan kırmızılı Alaaddinin sarayı nerede
Bel vermekte caminin sütunları
Bel vermekte taç kapısı
Bakan yok mu, onaran koruyan…
Yüz sürmeye geldik Rumi’nin dergahına
Aynı havayı solumaktı amacımız.
‘Binlerce kez tövbe etsen de gene gel
Umutsuzluk dergahı değildir benim dergahım’
Söyleyeceğim ancak söyletmiyorlar demekte Rumi
Baba derini yüzecekler diyor Veled
Ağlayan kadın tek bir kadın kalmadı benim müritlerimden
Gürcü kraliçesi Tamara son müridimdi dönemimde Hıristiyandı üstelik
İki yıl kalmıştı da dergahta kimse yan gözle bile bakmamıştı.
Gelince sorununuzun cevabı
İnsanın ilk ev kurduğu, toprağı işlediği yerde
Çatalhöyük’te ölen yok
İnsan binlerce yıldır aynı, doğmuş, üremiş üretmiş
Desenler, insanlar, leoparlar,geyikler patlayan yanardağlar
Ölüm soğuk ve nemlidir, pas tutar insan
Ölümsüzlük sıcak ve kurudur kırmızıdır kemikler
Bu nedenle sevdikler ocak altına gömülür
Yanıbaşında hissedermiş anne yavrusunu
Yavru babasını
Bu nedenle ölümsüzdür Çatalhöyüklüler
Höyüğün eteğinde yalnız bir mezar,
Tek başına kimsesiz hiçbir ziyaretçisii yok.
Hüseyin kızı Güllü Ayşa 1933 ölümlü
Köyünden kurtuluşa katılan Mehmet oğlu Mehmeti’n karısı
Tek katılmıştı savaşa köydende onuru kurtulmuştu köyün
Diğer erkekler kör topal ve sağır olmuşlar veya on kuruş vererek Jandarmaya kaçmışlardı askerden.
Şehit olmuştu Mehmet oğlu Mehmet de üşüşüvermişti köylüler tarlasına Ayşe’ninİmzalar mühürler gaiplik belgeleri
Ayşa diye birisi yaşamıyordu köyünde, üstelik hiç de yaşamamıştı
Belki de gidivermişti Milleti Sadikanın evletlarıyla
Köylü istemiyordu ölüsünü bile Ayşe’nin
Mezarı bile duracaktı karşılarında suçlayarak
Dağın başına atıvermişler mezarını kimse gelmesin görmesin,
Sormasınlar kimdir Ayşa, ne içer ne yerdi neyle geçinirdi
Ayşa onur, saygı,dua ve ziyaretçiler istemekte
Çocuklar kızlar erkekler,
Onun için ağlamaktaymış gece ve gündüz
Onun için bozulmuş evrenin düzeni, ayın yörüngesi
Dokunduk mezar taşına
Ağlama kesildi
Ay yörüngesine, güneş yerine
Evren düzene girdi.
Ey Ayşa Allahın sevgili kulu
Düşmanların kötülük düşlerken sana
Dünyanın en bahtlı kadını yapmışlar seni
Binlerce kişi gelir her yıl Çatalhöyük’e yanı başına
Seni anarlar, hikayeni anarlar eskilerle
Ölümsüzler kervanına katılan bir Güllü Ayşa vardı diye…
Fotoğraflar; Haluk Uygur, Hadi Ak, İpek Kobaner
Mehmet Kobaner
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları