Çocukluğumun Karnavalı ve Adana
İtalya’nın Siena kentinde onbeş yıl önce ilk olarak görmüştüm karnavalı. Çok eğlenceli bir o kadar da ilginç gelmişti bana. Sonrasında diğer seyahatlerimde rastladım ve televizyonda izledim karnavalları. Aslında şimdi düşünüyorum da ben de çocukluğumdan bu yana karnaval ile iç içe büyümüşüm.
12 şubatın benim için doğum günüm olması nedeniyle özeldir. Doğduğum şehir K. Maraş için apayrı bir anlamı vardır. Kendi dünyasında hiç değişmeyen bir şehir olan K. Maraş’ da her yılın 12 Şubatın da, halkın ‘Çete Bayramı’ dediği şehrin işgalden kurtuluşunun karnavalı kutlanır. Bir hafta süren bu etkinliklerde, insanlar mahallelerini temsilen yöresel kıyafetlerini giyerler. Tarihi içinde yaşattığı soğuk kış günlerinden bahara geçercesine sıcak içten kutlandığı gecesiyle gündüzüyle ayrı bir renk, ayrı bir coşkudur bu şenlik. Davul zurna eşliğinde çekilen halayların, şehrin her sokağında heyecanlı, mutlu insanların, gülen, eğlenen bir şehrin karnavalıdır. En önemlisi de, yıllardır önemini coşkusunu hiç kaybetmeden devam etmektedir.
Yaşadığım şehir Adana ise şehre büyük güç katan ‘Altın Koza Film Festivali’ ile özdeşleşmiştir. ‘Sabancı Tiyatro Festivali’ açılış ve kapanış törenleri şehre apayrı bir hava katmaktadır. Bu törenleri izlerken kendinizi Avrupa'nın en güzel kentlerinden birinde hissedebilirsiniz.Bunun yanında ‘13 Kare Sanat Festivali’ ve son iki yıldır yapılan ‘Portakal Çiçeği Karnavalı’ şehrimize renk katmaktadır. Ne kadar doğru ne kadar verimli diye tartışılsa da bu festivaller ve karnaval, Adana için insanların bir şeyler yapma çabasının güzel birer örneğidir. Dergimizin bu sayısında ben de farklı kesimlerden Adana’lılara karnaval ve festivaller hakkındaki düşüncelerini sormak istedim. İşte cevapları;
ASENA AVLUK GÜRANİ (Avukat):
Karnaval mı. O da ne ? Yoktu daha önce ülkemizde bu adla yapılan bir organizasyon. Peki ama neden yapılmıyordu? Neydi karnavalın kelime manası? Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre " Hristiyanların belli dönemlerde renkli, komik ve şaşırtıcı kılıklara girerek yaptıkları şenlik ve eğlence dönemi olarak tanımlanmakta. Evet Türk İslam medeniyetleri tarihinde yoktu bu kelimenin kullanıldığı bir eğlence çeşidi. Peki biz yapmıyor muyduk böyle komik ve şaşırtıcı kıyafetlere bürünerek eğlenceler? Hatırlayamadım.. Ama hep özenerek izlemişimdir Rio Karnavalı'nı , Venedik Karnavalı'nı . Bir gün duydum ki Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı yapılacakmış, Mevsim ise mis kokulu bahar ayı nisan olacakmış. Çok sevindim ama bir yandan da tereddüt ettim. Tereddütüm karnaval kültürü olmayan bir ülkede hele de Adana’da halkın katılımının olmaması idi. Ancak gördük ki “Nisanda Adana'da” adı altında yapılan davetlere Türkiyenin çeşitli illerinden bile insanlar cevap verip şehrimize geldi.
Evet, hayallerimdeki karnavalın epey uzağında kalan bir etkinlikti ama bu bir başlangıçtı. Zira karnaval yapmak bir kültür birikimi işidir. Ve Adana’lıların bu birikimi henüz yoktu ancak fazlası ile hevesi vardı. Ben şehirleri kadınlara benzetirim . Cefakardır , bir sürü sorunla boğuşur çoğu zaman karşılığını beklemeden. Ancak ilgiye ve şımartılmaya açtır. Süslenmek ve beğenilmek ister. İşte karnaval bir şehre süslenme fırsatı verip bütün bir yılın cefasına karşılık şehrin insanlarının eğlenerek şehre teşekkürlerini sunduğu bir süreç bence. O yüzden karnaval şehre ne katar , yatırımcının dikkatini mi çeker , turist mi çeker , ekonomiyi mi geliştirir bilmem ama karnaval kente vefa borcunun ifasıdır ve devam etmesi için herkesin elinden geleni yapması gereklidir.
A.SİBEL SIĞIN (Emekli -Ev hanımı)
Bu yıl ikincisi düzenlenen Portakal Çiçeği Karnavalı adına da yakıştığı gibi tam bir karnaval havasında idi. Ancak çok büyük bir genç kesimin olaydan haberi dahi yoktu buna benim oğlum da dahil (kendisi 17 yaşında).Buna neden sanki karnaval etkinliği onu planlayan ve organize eden kesim ve onlara yakın bir camia arasında kaldı. Yani belli bir yaş grubu ve sosyal çevre içinde kaldı. Bu arada yanlış anlaşılmasın genç kuşağın ne derece etkin bir şekilde sosyal medyayı kullandıklarını biliyoruz.(buna rağmen)Annem 71 yaşında Atatürk Parkı civarında oturmakta . Dolayısı ile düzenlenen her türlü etkinlikten haberdar olabiliyor ve o da gündemi yakından takip eden biri, ancak o da festivalden habersizdi. Festival tanıtımı ve festival programı bana göre caddelere asılacak bannerlar ve billboardlar kanalıyla da yapılabilirdi ki şehir içinde gezinti halinde olan yaya ve araç içindekiler de durumdan haberdar olabilsinler. Enteresan bir şekilde şehir dışından çokça katılım vardı ama aynı anda da şehirde yaşayan ama haberi dahi olmayan bir kesim de mevcuttu. Karnaval korteji oldukça dağınık idi. Tam geçit bitti derken yeni gruplar geçmeye başlıyordu. Acaba kortej üstü ve yanı açık motorlu araçlarla daha uzun bir güzergahta yapılabilir miydi?
Altın Koza festivaline gelince sinemanın eski jön ve starlarına ,emekçilerine ve emeklerine saygımız sonsuz. Ancak orada da durum gösteriyor ki yıllarca festival kortejinde yılların kadrolu festival sanatçıları mevcut. Artık yeni nesil oyuncuları onların filmleri daha göz önünde olmalı ki gençlerinde ilgisini çekmeli. Dolayısı ile gençleri de sanat ve kültürel etkinlere dahil edebilelim. Katılımı festivale olan ilgilerini artırabilelim.
ÖZGÜR YAĞMUR (Doktor)
Festival ve karnavallar, düzenlendikleri şehirlerin kültürel, sanatsal ve günlük yaşamlarına katkıda bulunan organizasyonlardır. Diğer taraftan şehri tanıtan ve ekonomisini canlandıran aktivitelerdir. Adana bu açıdan şanslı bir şehir, Çukurova'nın verimli topraklarında yetişen ürünleriyle yıllardır ülkemiz ekonomisinde ve tarımsal yaşamında büyük bir artı değer yaratmıstır. Bunun yanında, yetiştirdiği yazarlar, ozanlar, ressamlar ve sinemacılarla ülkemizin kültürel ve sanatsal yaşamına büyük katkılar sağlamıştır. Yıllar önce Adana'ya ilk geldiğimde nisan ayında portakal çiçeklerinin muhteşem kokusuyla birlikte caddelerde dolaşmak çok hoşuma gitmişti. Türkiye'de bulunduğu bölgenın özelliğini bu şekilde yansıtabilen ikinci bir kent hatırlamıyorum. Ülkemizde son yıllardaki çarpık kentleşmeye rağmen halen portakal çiçeği kokusuna Adana caddelerinde tanık olmak güzel bir duygu. Portakal Çiçeği Karnavalı, Çukurova'nın yetiştirdiği sanatçıların, ülke ekonomisine yaptığı katkılarıyla unutulan güzelliklerinin yeniden hatırlanmasına neden oldu. Binlerce kişinin katılımıyla görkemli bir şölene dönüştü. Bu karnavalı düzenleyen, katkıda bulunan kişilere, kurumlara bu güzel şehir adına teşekkür ve minnet borçluyuz.
Önerilerim:
1. Bu karnavala emek veren, düşünen, düzenleyen ve hayata geçiren kişi ve kurumlara hak ettikleri değer verilmelidir.
2. Karnavalın coşkusu göz önüne alındığında her sene katılımın katlanarak artacağı bir gerçektir.
3. Organizasyonun kusursuz gerçekleşmesi için geniş katılımlı bir koordinasyon kuruluna ihtiyaç vardır.
4. Karnavalın organizasyonu kesinlikle sivil toplum örgütleri tarafından yapılmalıdır. Ancak devlet kurumlarından lojistik destek sağlanabilir.
5. Organizasyon kesinlikle siyasallaşmamalıdır.
6. Karnavalda söyleşiler, sergiler gibi kültürel ve sanatsal aktivitelerin sayısında artış olmalıdır.
7. Şehrin yeme-içme kültürüne yönelik aktiviteler sponsorlar aracılığıyla halka ücretsiz dağıtılmalıdır (Kebap, ciger, şalgam stantları).
8. El emeği ve göz nuru ile üretilen giysi ve tasarımlar sergilenmelidir (Olgunlaşma Enstitüsü Defilesi gibi)
9. Şehrin sanat yaşamına katkı veren kurumların çalışmaları sergilenmelidir.( Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu çalışmaları gibi)
10. Her seneye ait karnavala ait bir dergi ya da kitap basılmalıdır. (Altın Oran Düşünce ve Sanat Derneği bunu foto belgesel tarzında üstlenebilir)
ÖVGÜN ATEŞOĞLU (Öğrenci)
Karnavalların bir şehrin tanıtımında çok önemli bir rolü var. Karnavallar sayesinde bir şehre özgü yerel özellikler daha çarpıcı ve akılda kalıcı şekilde tanıtılabiliyor, hem kültürel hem de turistik açıdan o şehrin değeri artıyor. Bence bu karnavallarda göz ardı edilmemesi gereken en önemli nokta şehirlerin sosyal yapısına, kültürel değerlerine uygun ama aynı zamanda modern bir şekilde düzenlenebiliyor olması. Bu açıdan Portakal Çiçeği festivali Adana'ya çok uygun, adıyla bütünleşmiş, tüm halkın coşkuyla katıldığı bir festival. Yeterince tanıtım da yapıldığı için Adanalı olmayan birçok kişiden seneye ben de katılmak istiyorum sözünü duyuyorum. Böyle güzel bir festival kendi şehrimde düzenlendiği için çok mutlu ve gururluyum.
ŞULE BOYDAŞ (İş kadını)
Karnavala katılımı arttırmak için çalışmalar yapılmalı. Karnavalı ulusal hale getirmek için diğer şehirler davet edilmeli. Katılan şehirler kendi yöresel kültürleri, ürünleri , sanatçıları, sanatları ile katılmaları sağlanmalı. Yapılan kültürel aktivitelerde yer verilmeli. Böylece karnaval korteji daha renkli, sanat aktiviteleri daha çeşitli olacaktır. Farklı şehirlerin olması yerel halkın katılımını da arttıracaktır. Adana kültür çeşitliliğini yasayan bir şehirdir. Portakal Çiçeği Karnavalı'na diğer şehirlerin katılımı ile karnavalımızı ulusal hale getirebiliriz.
GİZEM DAĞTEKİN (Öğrenci)
Adana kültürel açıdan çeşitli birikime sahiptir. İlk olarak dikkati çeken yemek kültürü olsa da içine girdikçe aslında çeşitli birikimleri olduğu ve bunu sergilemek için can attığı göz ile görülür. Yakın bir tarihte başlayan Portakal Çiçeği Karnavalı buna güzel bir örnektir. Bilirsiniz Adana tüm o sıcaklığının yanında Nisan sonunda Mayıs ayının başında çok güzel bir havaya sahiptir, nefes aldığınız zaman içinize mutluluk çekersiniz o güzel kokularla ve bundan yola çıkan kişilerce başlatılan bu organizasyon sevimli olmasının yanına başka illere de öncü olmalıdır. Yeni olmasının getirdiği bazı aksaklıklar da yok değildi ama bunlar zamanla giderilebilicek seyler. Tüm bu festivaller, karnavallar sayesinde güzel Adanamız hem sosyal hem ekonomik açıdan kendini daha fazla geliştirip tüm Türkiye’ye ismini duyurabilir belkide dünyaya neden olmasın?
gün gelir 12 şubat bir şehirde kurtuluş günü için kutlanırken bir büyük ülkede yaptıklarıyla adananın kültür tarihinde iz bırakan sanatçının doğum günü olarak kutlanır adına doğum haftanda şenlik düzenlenir.