Bu hafta sizlere yarışmalardan, bahardan, çiçeklerden ve çiçek gibi güzelleşmiş kuruluşlardan bahsedeceğim. Hem dağlardaki, hem de düzlerdeki değerlerin ismini vereceğim.

Geçen haftalarda ülkemizin yeni bir markasını öğrendim. Aslında çok yeni değil, kuruluşu neredeyse 10 yıla yaklaşmasına rağmen, ürettiği yatakları sadece yurtdışına sattığı için, ismi bize yeni geliyor dersem daha doğru olur.

“BRN Yatak”... 

DÜNYANIN EN RAHAT YERİ

Bu genç kuruluşumuz; 50 den fazla ülkeye ihraç ettiği yatakları, Kayseri’de Erciyes’in eteklerine kurulmuş son derece modern binasında, 300 civarındaki işçisiyle birlikte üretiyor. Ben ise bu kuruluşu bir sanat etkinliği ile tanıdım. Yaptıkları üretimin bir sanat faaliyeti gibi estetik olduğuna atıfta bulunurcasına, “Dünyanın En Rahat Yeri” konulu bir fotoğraf yarışması düzenlemişlerdi. Ben de yarışmada jüri üyesi olarak bulundum.

Ama daha yarışmanın fotoğraflarını görmeden , fabrikanın bahçesinden gördüğüm Erciyes manzarası bana dünyanın en rahat yeri hakkında fikir vermişti bile... Bir de fabrikayı gezip, o modern üretimi görünce, Erciyes Dağları’na bahar gelmiş herhalde diye düşündüm.

NEREDEYSE UYUYACAĞIM

Tam 30 yıldır tanırım Erciyes’i... En az 2 kez de zirvesine çıkmışlığım bulunur. Eşim ve ben şu an kullanılan telesiyej’in ilk yolcuları olma şansını yakalamıştık. Ama yine de  dağı bu mevsimde, BRN’nin bulunduğu açıdan görmemiştim. 

Kısacası “Bana gel !”iye bağırıyordu Erciyes... 

Jüri toplantısı biter bitmez bir araç bulup çağrıya uyuverdim. Bu kez hiç çıkmadığım yollardan yaklaşmayı planlamıştım. Tabiî ki zirve karla kaplı, bulutlar da üzerinde dans eder gibi bir o yana bir bu yana sallanıyor. Ben de onlarla birlikte... Demiştim ya dünyanın en rahat yeri diye, neredeyse uyuyacağım.

GÜZELLİK KRALİÇESİ

Kah stabilize, kah toprak yollardan yaklaştıkça, ağaçların da çiçek açtığını farkettim. Açan çiçekler  biraz erik, biraz da elma... Ve diğerleri... Renkleri BRN’de üretilen yatakların rengine benziyor. Demek ki buradan esinlenmişler diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Zannederim Hacılar’ın bağlarındayım. Hacılar Erciyes’in eteğine kurulmuş şirin bir belde. Tanıdığım bir çok Kayserili’nin buralarda yazlık evleri var. Allahım ne kadar güzel... Sen duy ey memleketim...Erciyes dağına bahar gelmiş. 

İnanın dağların  bir kralı olsa ve dağlar arasında bir güzellik yarışması yapmaya karar verse, Erciyes Güzellik Kralicesi seçilir.

Acaba kral beni de jüriye çağırır mıydı?

ADANA ROTARY KULÜBÜ

Madem Konu jürilerden açıldı. Bu kez de Adana’da katılacağım bir jüriden bahsetmeliyim. Adana Rotary Kulübü tam on senedir bir uluslararası fotoğraf yarışması yapıyor. Bugün ülkemizde uluslararası yarışma çok ama, bunların hepsinin öncüsü Adana Rotary Kulübü... Onlar bu yarışmaya başladığında Türkiye’de tektiler.

Benim de kurucusu olduğum Altınoran Düşünce ve Sanat Platform’u ile beraber diğer başka yarışmalara da öncülük yaparak bugünlere kadar getirdiler.

Bu yıl yine dünyada ilk olan bir şey yapıyorlar. Tek tek fotoğrafları yarıştırmak yerine, “Bana Öykünü Anlat” adıyla 10 adet fotoğraftan oluşan bir portfolioyu değerlendirmeye tabi tutuyorlar. Üstelik halka açık bir jüri ile...

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ FOTOĞRAFÇILARI ADANA’DA

Jüri ise Türkiye’nin en önemli 15 fotoğrafçısından oluşuyor. Kimler yok ki jüride...

Sabit Kalfagil’den , İzzet Keribar’a kadar, İbrahim Zaman’dan Timurtaş Onan’a kadar, Türkiye’nin en önemlileri... Sadık Demiröz, Erol Özdayı, Reha Bilir, Gazi Yüksel, Nevzat Çakır, Cengiz Karlıova, Ali Rıza Akalın, Sina Çoşkun ve ben... 

Üstelik bu jüri, toplantının olacağı 4 Mayıs C.tesi günü akşamleyin, 75. Yıl Sanat Galerisi’nde toplu bir sergi açacak.

Serginin ismi “Ustaların Öyküsü”... Yani sadece Erciyes Dağı’nda değil, Adana Şehri’nde de çiçek açıyor.

Sağolasın Adana Rotary... Sağolasınız bu yarışmayı on yıldır taşıyan Adanalılar... Sağolasın sanat gibi işler yapan BRN... Sağolasınız Erciyes'in tüm hayranları.