Bir avuç insanız, ortak yanımız gönüllü olmamız… Engelli engelsiz hepimiz için başka bir dünyanın olmadığını bilip ona göre davrananlardanız. Kimseyi ayrıştırmıyoruz, ötelemiyoruz, biliyoruz ki hepimiz biriz, birliğiz, milyon yıllardır yaşayan dünyayı düşündüğümüzde kelebek ömrü kadar kısa süren yaşantımızı, kısır düşüncelerle değil güzelliklerle doldurmayı hedefleyenlerdeniz. Kimseyi farklı özelliklerinden dolayı yargılamayıp, olduğu gibi kabul eden, insan olduğu için değer verenlerdeniz. Herkesin engelsiz düşündüğünü bilip, değilse de ona da saygı duymasını bilenlerdeniz.Bir avuç insanız, ortak yanımız gönüllü olmamız. Birbirimize engelli mi engelsiz mi diye bakmayan; iyi insan mı, doğru insan mı, çözüm insanı mı diye bakanlardanız. İnsanın var olduğu ilk günden bu yana çıkan bütün savaşların anneleri ve çocukları ağlattığını bilip, savaşla doğru yere varılamayacağını anlayanlardanız. Asıl zaferin konuşup anlaşmak uzlaşmakla kazanılacağını, mücadelenin küsüp giderek değil kalıp, mücadele edip ama sonunda uzlaşarak kazanılacağını bilenlerdeniz.Bir avuç insanız, ortak yanımız gönüllü olmamız.

Gönüllüğümüzün özünde “Birlikte yaşamanın engeli yok.” dememiz yatmakta, çünkü yaşayacağımız başka bir dünyanın olmadığını ve bizim hepimizin hep birlikte burada, bu dünyada yaşayacağımızı, başka alternatifimizin olmadığını bilenlerdeniz. Tabiatın hepimizi ölüme mahkûm ettiği kısa hayatımızda engellenmeden ve engellemeden yaşamanın önemini, bazen de farklılığımızın bizim zenginliğimiz olduğunu fark edenlerdeniz.Bir avuç insanız, farkımız farklılıkları algılamamızda. Farklı insanın, zihinsel veya bedensel engeli olan insan olmadığını bilenlerdeniz. Asıl fark edilmesi gereken farklı insanın insanı değerleri taşımayan, kendi çıkarlarını insanlığın çıkarlarının üstünde tutan, engelleri oluşturup farkında olmayanlar olduğunu görenlerdeniz.Evet, başlangıçta bir avuç insanla çıktığımız ve gönüllü olduğumuz bu yolda, onlarca avuç insan haline geldiğimizi gören, yüzlerce de olacağımıza inananlardanız.

Fotoğraf: Nilay Nacar