Gül Fennibilek, kırk yaşında Malatya’ lı bir Adana sevdalısı. Bu çılgın kadın, Eskişehir’deki  üniversite eğitimi sırasında eşine aşık olunca  Adana ile tanışır.  Başlarda şehre adaptasyon sorunu yaşar.  Fakat sonunda O da ; Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bu şehrin suyundan içip gidemeyenler kervanına katılır.

Gerek yaşamları , gerek ideallerinin peşinde koşan böyle güzel insanları, yeni nesil dahil herkes tanımalı diyerek ben sordum, O yanıtladı:

Naz : Kısaca Gül Fennibilek kimdir bahseder misin?

Gül  : 1974 Malatya doğumluyum. 1999 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi' nden mezun oldum. İki yıl Muş’ ta çalıştıktan sonra evlenerek Adana’ ya yerleştim. Ruh Sağlığı acil psikiyatride göreve başladım. Bir  yıl sonra, önce Ankara’da medikal estetik, daha sonra İtalya’da lazer eğitimi aldım. Altı yıl boyunca hem psikiyatri hem de çeşitli güzellik merkezlerinin Doktorluk  ve mesul müdürlüğünü yaptım. Sonra kendi muayenehanemi açtım. Altı yıldır kendi muayenehanemde cerrahi müdahale dışında tüm estetik tedavileri(lazer , Botox, dolgu, zayıflama...vs) yapıyorum.

Naz : Adana’ ya yerleşme nasıl oldu?

Gül  :  Adana’ya evlilik nedeniyle yerleştim. Eşimle Eskişehir’de iken okul sırasında tanıştım. On yıllık flört sonrası evlendim. İlk geldiğimde Adana’yı sevdim diyemem. Alışamadım önceleri. Belki de pek çevrem olmayışındandı bilemiyorum. Adaptasyonda zorlandım. Hatta bir dönem İstanbul’a bile yerleşmeyi düşündük. Fakat olmadı. İstanbul’un yaşam koşulları korkuttu. Şimdi seviyorum Adana’yı, rahat bir şehir, en sevdiğim yanı da çok farklı kültürlerin bir arada olup kimsenin kısıtlanmadığı ve birbirine karışmadığı bir şehir olması.

Naz : Peki ya müzik?

Gül  : Müziğe 11 yıl önce bateri dersleri alarak başladım. İş yoğunluğumdan dolayı haftada bir saat gidebildim. Çok yeterli değildi. Ama dört yıl boyunca hiç aksatmadan derslere devam ettim. Sonra bateri hocamın desteği ile bir grup kurduk. Grupta herkes benim gibi hobi amaçlı müzikle uğraşıyordu. Çok keyifliydi. Sonra çok sık olmamakla beraber çeşitli mekanlarda  konserler verdik. Ancak hobi amaçlı kurulan gruplarda çok sık değişiklikler olur. İstikrarlı çalışmamak veya grup bilinci olmaması nedeniyle benim de müzik grubum sık olarak değişti. Geçen yıl grubumun dağıldığı bir dönem boş kalmamak için biraz değişiklik yapıp 1-2 ay ses eğitimi aldım. Şarkı söylemeyi öğrenmek istedim. Fakat hocam İstanbul' a taşınınca benim dersler yarım kaldı. Neyse ki bir müzik grubu beni keşfetti  ve grupta solistliğe başladım. Birkaç kez sahne aldık, o grup da dağıldı. Şu an profesyonel bir müzik ekibiyle prova alıyoruz. Grubun çoğunlukla solisti bazen de bateristi olarak sahne alacağız. Öyle umuyorum ki 1-2 ay sonra çalışmalar tamamlanır..

Müzik benim için; enerji kaynağı, stres topu, kendimi ifade etmek, heyecan demek (sahne beni çok heyecanlandırır hep). Heyecanın stresi altında sahneye çıkmak, korkularımın üstüne gidip onu yenmek demek. Sonuçta özgüvenin artışı demek. Daha çok şey sayabilirim.
Naz : Adana’da ki müzik grupları için ne düşünüyorsunuz?

Gül  : Adana müzik piyasası bence çok tıkanık; aynı gruplar ve aynı tarz müzikler. Herkes ne düşünür bilmem ama hep aynı şeyleri dinlemek dinleyici olarak beni sıkar. Farklı müzik tarzlarını canlı dinlemek isterdim ben Adana'da. Mesela hiphop veya rap  veya elektronik veya hard rock neden olmasın.

Naz : Yaşam koçluğu da yapıyorsun. Biraz bahseder misin?

Gül : Şöyle anlatayım;  Her insanın içinde olmak istediği yaşam biçimi vardır. Ama korkuları, özgüvensizliği, olumsuz düşündüğü koşullar gibi engelleyen faktörler olduğu için olmak istediği duruma gelemez. Hatta çoğu zaman girişimde bile bulunmaz. Hayatı boyunca içinde hep bir eksik kalır. Bu yüzden gerçekten mutlu olamaz. İşte bu noktada yaşam koçu ona hep yol gösterir, yön verir. Ben iki yıl önce başladım koçluğa. Özellikle kendi işimde zayıflama bölümünde çok etkili bir yöntem. Çünkü kilonun genellikle nedeni altta yatan mutsuzluk,  gerginlik. Ya da kilo sonuç olarak mutsuzluk yaratıyor. Koçluğun insanda nasıl değişikliler yaptığına inanamazsınız...

Naz : Plates Eğitmenli de yapıyorsun?

Gül :  Yıllardır fitnes yaparım, ancak pilatesin sıkılaştırıcı etkisi çok hızlı.

Naz : Sanat yapmak için 'iyi bir işiniz ve iyi bir eşiniz olmalı' cümlesi doğru mu?

Gül : Sanat yapmak için ne iyi iş ne de iyi eşe ihtiyaç vardır. İyi bir ruha sahip olmak yeterli. Ben o ruhu besleyen iyi bir eşe ve aileye sahibim. Bu bir şans diyeceksiniz, herkes şansını hayat tercihleriyle belirler. Ve de zenginleştirir..

Naz : Günleriniz nasıl geçiyor?

Gül : Son zamanlarda daha çok işimle, eşimle ve müzikle geçiyor. 2-3 yıl öncesinde yerinde durmayan çok enerjik bir halim vardı. Ama hayatımın kafamı dinlemek istediğim, gereksizlikler için enerji tüketmediğim bir dönemindeyim. Hatta müzik hayatımda bile profesyonel kişilerle çalışmayı tercih ediyorum. Daha az yorucu, gerilim yok. Sadece müziğin güzelliği var…

Gül Fennibilek bu kadar işinin arasında , bir de kitap yazmakta. Geçen yıl yazmaya başlamış, bu yıl bitirmeyi hedefliyor. Kitabını ve O’nu sahnede görebilmeyi  merakla bekliyoruz…