Puduhepa Şimdi Öksüz mü Kaldı ?

Kırmızı ruju, kırmızıya olan sevdası ve Adana'ya olan tutkusu ile tanımıştım Nuran Terliksiz'i... Aslına bakarsanız onun Puduhepa'ya olan sevdası, bizleri ortak bir noktada buluşturmuştu. Kararlıydı, yıllar öncesinde başlamıştı onun savaşı. Barışçıydı ve kadın haklarının temsilcisi olarak Puduhepa'nın doğduğu topraklarda yeniden bilinmesini amaçlıyordu. Tarih yeniden yazılamazdı ama tarihe sahip çıkılabilirdi. O, bu bakış açısıyla 1989 yılında Adana Kültür Sanat Derneği'ni yol arkadaşı Meltem Baş ve birkaç dostuyla kurmuştu.

Tarihe Olan İlgisi Öğrencilik Yıllarına Dayanıyordu

Tarihe olan ilgisinin öğrencilik yıllarına dayandığını, Mersin Lisesi'nde beraber okudukları kaligraf sanatçısı Etem Çalışkan'ın anlatımıyla öğrendim. Sınıf arkadaşları arasında sonradan eşi olacak Muzaffer Terliksiz (avukat), Etem Çalışkan (Kaligraf), Suna Tanaltay, "Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un" şiirini yazan Turan Oğuzbaş (avukat,şair) gibi bir çok değerli ismin olduğunu öğreniyorum. Etem Çalışkan, sınıf arkadaşlarını sayarken çalışkan olan Nuran Hanım'ın da sınıfın haylazlıklarına ortak olduğunu söylerken; "Ah, Nuran Ah!" diyerek üzüntüsünü de sözcüklere döküyordu. Bunun üzerine, yazı dedem, Etem Çalışkan'a "ne güzel birbirinizden kopmamışsınız" diyorum. O da dostluklarının hala devam etmesinin temel nedeninin sanat olduğunu bana uzun uzun anlattı.

Konuşmamız esnasında Nuran Hanım'ın sevgili eşinin Adana Baro Başkanlığı yaptığı sırada Etem Çalışkan'ın halen kullanılmakta olan Adana Barosu'nun logosunu tasarladığını öğrendim. Ayrıca Nuran Terliksiz Hanımefendi'nin "Dünden Bugüne Yansımalar" kitabının muhteşem kapağını yine Etem Çalışkan'ın tasarladığını öğrendim. Dostluğun sanat ile kenetlendiğini görerek, Nuran Terliksiz'in hiçbir zaman ölmeyeceğine de böylelikle bir kez daha kanaat getirdim.

Kent İle İlgili Tüm Sanatsal Etkinliklere Destek Verirdi

Kuşkusuz Nuran Terliksiz'in tarih öğretmenliği yapmış olması, tarihi olaylara daha hassas davranmasını sağladı. Özünde Adana'ya olan sevdası, yaşadığı kent için aralıksız çalışmasına neden oldu. Adana Kültür Sanat Derneği, kentteki tüm sanatsal etkinliklere destek verdi.

Nuran Hanım ayrıca Adana Kent Konseyi üyeleri arasında yerini alarak, sanat ve kentin gelişmesi için çaba sarf etti. Ayrıca Altınkoza 13 Kare Sanat Festivali'ne manevi olarak destek verdi.

Peki Siz Kırmızı Başlıklı Kahramanı Tanır mısınız?

Kuşkusuz Nuran Terliksiz hep iyi giyimiyle, kırmızı şapkası ve düşüncelerinden ödün vermeden yaptığı çalışmalarla hatıralarımızda kalacak. Ben bu yüzden ona "Kırmızı Başlıklı Kahraman" demek istiyorum.

2001 yılından bu yana da Puduhepa için çalıştı. Tarihte ilk kez bir kadının Kadeş Savaşı gibi önemli bir savaşın bitmesinde rol oynadığını ve anlaşma metninde kocasının yanında onun da mührünün olduğunun altını çize çize dile getirdi. İşte bu amaçla dile kolay on dört yıldır "Puduhepa Bilim, Sanat, Kültür Ödülleri" kapsamında kent için çalışan insanları ödüllendirdi. Puduhepa heykelinin kentin önemli bir alanına dikilmesi için çaba gösterdi. Bu düşünce ile kent yöneticileri ile bir kez değil, bir çok kez görüştü. Göreve başlayan her yöneticiye sanki ilk kez anlatıyormuşçasına büyük bir heyecanla Puduhepa'nın önemini anlattı. Her seferinde heykelin dikilmesi için söz aldı. Ama verilen sözler yerine hiç getirilmedi.

Puduhepa Heykeli İçin Bir Araya Gelemez miyiz?

Her seferinde tek arzusunun kadın haklarının temsilcisi olan Puduhepa heykelinin Adana'ya kazandırılması olduğunu dile getiriyordu. Şimdi bu görevi Adana Kültür Sanat Derneği olarak başta yönetim kadromuz; Nazan Balcı, Meltem Baş, Hatice Güvel, Sezaver Seçki ve bendeniz Mehmet Emin Arıcı olmak üzere tüm dernek üyelerimiz olarak tekrar gündeme taşımak istiyoruz.

Böylelikle Kırmızı Başlıklı Kahraman'ı uğurlama esnasında yanında olmayan yöneticilerimizin, kent aydınlarımızın da Puduhepa için bize destek vereceklerini umut ediyoruz. Hayatı boyunca Adana için çalışan Nuran Terliksiz'in son arzusunu yerine getirerek Adanalılar'ın kadın haklarına sahip çıkan bir toplum olduğunun gösterilmesini diliyorum.

Kırmızı Başlıklı Kahramanımız'ı uğurlarken yaşatmak istediği ilkeleri yaşatacağımızı umut ediyorum.

 




Sayı 27 (Temmuz - Ağustos 2015)

Bu yazı 5601 defa okundu.