Sarıseki Kalesi ve Nazım: “Makinalaşmak İstiyorum”
“Nazım 110 yaşında”
Nazım Usta 20 Kasım 1901’de doğdu. Yaşamı boyunca birçok şiir yazdı. Ancak bana göre yazdığı şiirlerden Makinalaşmak İstiyorum, anlaşılması en zor olanıydı. İskenderun’a her gidişimde Payas’ı geçtikten hemen sonra Amanoslara tırmanırken, otomobille gittiğimde göremediğim, otobüsle gittiğimde gördüğüm şakacı bir kale bulunurdu. Sarıseki yabancı bir kaleydi. Dörtgen dik açılı kenarları ile diğer Çukurova kalelerinden farklı yapıdaydı. 1135 Haçlı Tapınak Şovalyelerine ait yapının üzerinde Çukurovalı kültürlerden çeşitli eklentiler vardı. Kale Toros, Antakyalı Reginald, Malik al Mansur, Çukurova’nın asıl oğlanı Baybars tarafından da kullanılmıştı. Bir melezdi ve güzeldi. Kalenin fotoğrafını çekemiyorduk, askeri bölge içerisindeydi; “ama olsun korunuyordu ya!” diye avunuyorduk.
Bir Hüthüt Kuşuna Kulak Ver Bir Nazım’a
Hüthüt -Trrrrum, trrrrum
-Sarıseki’nin günahı ne ?
-Ne diyorsun Hüt hüt ?
Trak tiki tak Sarıseki’yi mahvetmişler. Önce birisi kemerine oturmuş, iki kişi kapısının iki kanadını açarak üzerine bastırmış. Hareketsiz hale getirdikten sonra bir diğeri mazgallarını kırmaya başlamış. Sarıseki; “Lütfen yapmayın, hiç olmazsa tacıma dokunmayın!”demiş. Ancak dinleyen yok…
Makinalaşmak istiyorum
Bu sefer korbellerini kırmaya başlamış. Hüthüt yardıma koşmuş aldığı taşları yukardan kafalarınabırakmış. Hatta birinin kafasını kirletmiş. Beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!Sarıseki’nin kadim dostu kurttan yardım istemiş. Biliyormuş ki kurdun yavrularına kurt yaralıyken bir yıl boyunca Sarıseki analık babalık yapmıştı. Her dinamoyu Altıma almak için çıldırıyorum!Kurt, “Öyle ama soğuk ve nemliydin, zaten bu yüzden bir çocuğum da ölmedi mi ? “ demiş.
Tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,Damarlarımda kovalıyor Oto-direzinler lokomotifleri!Köylülerden tavuk çaldıktan sonra Sarıseki’ye sığınan tilki de yan çizmiş. Bu insanlar çok güçlü, bana ne, ne olur ne olmaz demiş.
Trrrrum,Trrrrum,Trak tiki tak
Sıcak bir yaz günü su bulamayan çakal yavrularına su verdiğini hatırlattığı anne çakal da; ‘ Dün dündür, bugün bugün; zaten ben çakalım.” demiş. Makinalaşmak istiyorum!Hüthüt en son gölgesinde yararlandığı insanlardan yardım istemiş. Onlar da, “Ne kadar güzel, artık canlılarımız sosyal sorumluluklarını yerine getiriyorlar.” deyip sonra Sarıseki’nin yardım çığlığına, “Herkese şapır şupur, bize yarabbi şükür mü?” demişler. Koşuşmayı gören çobanlar da gelmişler, “Ellere var bize yok mu?” deyip burçların temel taşlarını sökmeye başlamışlar. Mutlak buna bir çare bulacağım
Ve ben ancak bahtiyar olacağım
Elleri kolları bağlanan, göbeğine oturulan, kanatları açılan kaleye en son insanlar süngülerini çıkarıp kapının üzerindeki ara yarığı, diafragm duvarına ve üzerindeki kemere sırasıyla saplamışlar. Sarnıçlarını delip, sularını çevreye dağıtmaya başlamışlar.Sarıseki’ye bir tek ana kapısının üzerinde bulunan 16. yy Osmanlı kitabesi yardım edebilirdi. Şöyle bir ayağa kalksa herkes kaçardı. Ancak o da bir şey yapmamış. Çünkü Sarıseki haçlıydı, yabancıydı ve ötekiydi. karnıma bir türbin oturtupkuyruğuma çift uskuru taktığım gün! Askeri alandaki Sarıseki Kalesi buldozerle yıkılıp makine parkı yapılmış.
Nice uzun yıllara Nazım Usta
Makinalaşmak İstiyorum
trrrrum,trrrrum,trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!
her dinamoyualtıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri!
trrrrum, trrrrum, trak tiki takmakinalaşmak istiyorum!
mutlak buna bir çare bulacağımve ben ancak bahtiyar olacağım karnıma bir türbin oturtup kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!
trrrrumtrrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
Nazım Hikmet, 1923
Mehmet Kobaner
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları