Tarihte ve Günümüzde Adana (2)
Adana:
Eşsiz bir coğrafi konuma sahiptir,
Yollar kavşağında yer alır,
Uygarlıklar beşiğidir.
1. Adana Çukurova - Çukurova Adanadır
Adana ve bereket ovası Çukurova...
Adana ve altın huzmeli Güneş...Adana ve Toros Dağları...
Adana ve Akdeniz...Adana ve nehirler; Seyhan, Ceyhan, Berdan,Göksu.
Yukarıda saydıklarımız Adana değerlerini oluşturur.
Söz konusu değerler aynı pırlantanın ışıldayan köşeleri gibidir;
Çukurova insanı ve doğasının sunduğu bereketi, bu coğrafyada yaşayan kültürleri anlatırlar.
* * *
Adana sadece bereketli toprakların merkezi olan bir kent değildir; aynı zamanda eşsiz bir coğrafi konuma sahiptir; yollar kavşağında yer alır uygarlıklar beşiği ve kapısıdır.
Münih Üniversitesi Assuriyoloji ve Hititoloji Enstitüsü
Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ahmet Ünal Adana’yı şöyleanlatıyor:
“ Çukurova olarak da bilinen Adana ve çevresi günümüzde Mersin, Adana, Osmaniye ve kısmen de Antakya illerini kapsar. Bu topraklar eski Kizzuwatna ve Kilikya krallıklarına yüzyıllar boyu ev sahipliği yapmıştır. Kara, deniz ve ırmaklar üzerinden sağladığı ulaşım, Anadolu ve Mezopotamya ile Doğu Akdeniz arasındaki köprü konumu, tarıma elverişli geniştoprakları ile uygarlık tarihi açısından çok önemli bir bölgedir.” (1)
Değerli okurlarım;
Prof.Dr. Ahmet Ünal’ın; “ Adana,Çukurova’dır, yollar kavşağındadır bölgeler arası köprü konumundadır, geniş topraklara sahiptir “ diyerek betimlediği (tasvir ettiği) coğrafi konum, bölgeyi tarih boyunca çekici kılan değerlerin özetle ifade edilmesidir.
Çukurova, zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
Kizzuwatna ve Kilikya krallıklarınaasırlarca ev sahipliği yapmıştır.
Adana miras aldığı kültür varlıklarıyla, coğrafi konumu ve bereketli topraklarıyla,ekonomik potansiyeli ve yollar kavşağı olmasıyla her devirde önemli bir çekim merkezi olmuştur.
2. Akdeniz ileSıradağlar
Arasında UzananYeşil Bereket: Çukurova
Çukurova, doğu batı ekseninde Toros Dağları ve Akdenize paralel uzanır.
Kuzeyinde Toroslar güneyinde Akdeniz vardır, doğal sınırları meydana getirirler.
Ova Akdeniz kıyılarından başlar.
Toros Dağları yamaçlarına doğru taraçalar halinde yükselir.
Torosların yamaçlarındaki bitki örtüsü üzüm bağları, meyve bahçeleri, zeytinlikler, makiler ve fundalıklardan oluşur. Daha yükseklerde çam ormanları başlar.
* * *
“ Adana ili alanının yarısı kadarı Toros Dağları veuzantılarıyla kaplıdır.
Dağlık kesim yaklaşık 100 km uzunluk 25 ila 30 km arasında değişen genişliktedir.
Sıra dağ silsilesini Seyhan Nehri’nin kollarıZamantı, Körkün ve Pozantı (Çakıt)sularının aktığı vadiler keser.”-(2)
Çukurova’nın jeolojik oluşumu süreci içerisindeen son teşekkül edenkısmı güneydeAkdeniz ile birleşen bölgesidir.(Çukurova’nın jeolojik oluşumu hakkındaki bilgiler için Tarihte ve Günümüzde Adana(1) başlıklı yazımıza bakılabilir- F.A).
3. Adana’ya Komşu İller
(Kozan Bir ZamanlarVilayetti)
Adana batısında Niğde ve Mersin, doğusunda Osmaniye ve Kahraman Maraş; kuzeyinde Kayseri, güneydoğusunda Hatay illeri ile komşudur.Adana ili sınırları zaman içinde bir çok kez değişmiştir: Mesela Kozan bir zamanlar ildi.
Kayseri’ye bağlı Develi de *Kozan'ın ilçesiydi.Kozan, 1926'da ilçe yapıldı Develi de Kayseri'ye bağlandı.
4. Mareşal Fevzi Çakmak
Kozan Milletvekiliydi
*Kozan:
· Tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuştur.
· Kilikya ve Osmanlı dönemlerinde vilayet statüsündedir.
· Bir dönem Kilikya Ermeni Krallığı başkenti olmuştur.
· Cumhuriyet döneminde1926’yakadar vilayetti.
· İstiklâl Savaşı komutanlarından Mareşal Fevzi Çakmak Kozan milletvekiliydi.
Değerli okurlarım,
Aktardığımız bilgilerin ışığında bakıldığında niçin“ Çukurova Adana-Adana Çukurovadır” diye söz edildiği kolayca anlaşılır; Adana ve Çukurova birbirini tamamlamaktadır.Çukurova’da tarih sahnesine çıkmış uygarlıklar arkeolojik çalışmalar yapılarak araştırılmaktadır.Kadim dönemleri aydınlatacak bilgiler höyüklerin toprak katmanları arasında ortaya çıkarılmayı bekliyor.
5. Çukurova’da İnsan Yaşamı
Doç. Dr. Gözde Ramazanoğlu, “ Adana’da Tarih-Tarihte Adana” adlı eserinde
“ Çukurova halkı, Anadolu’nun ilk çağ tarihinin karanlık döneminin sonunda çıkar ”
şeklinde yazıyor. Verilen bu bilgiden bölgede yaşamın tarihin eski dönemlerinde başladığı anlaşılıyor (3).* Karanlık Çağ dendiğinde eski tarih çağları akla gelir; bin yıllar öncesi anlaşılır.
6. Karanlık Çağ
Karanlık Çağ, dendiğinde hangi dönemi anlayacağız?
Değerli okurlarım iki ayrı karanlık çağ tanımlaması yapılıyor:
İlki,yer yüzü üzerinde insan yaşamının ortaya çıktığı kadim dönemleri anlatan Karanlık Çağ’dır. İkincisi ise Avrupa’daki *Ortaçağ döneminine atfen yapılan“ Karanlık Çağ ” tanımlamasıdır.
.............................
* “ Ortaçağ: 375’de kavimler göçüyle başlar,1453 yılında İstanbul’un fethine kadar sürer Milat’tan sonra (MS) 5 ve 13.Yüzyıllar arasını kapsayan zaman dilimi. Ortaçağ kabul edilmektedir.”
Yazının icadından önceki dönemler“ Tarih Öncesi Çağlar “şeklinde adlandırılır ve üçe ayrılır:
1.Karanlık Çağlar 2. Taş Çağı 3.Maden Çağı
.............................
Tarih öncesininilk devri Karanlık Çağ oluyor. Arkelolojik kazılarla ulaşılan bulguların gösterdiğine göre Karanlık Çağ döneminde Çukurova’da insan yaşamı varmış.
O devire niçin “Karanlık Çağ” deniyor? Çünkü bilgi az...Peki, hiç mi bilgi yok?
Bilgi var ama sınırlı: Duvar resimleri, araç-gereç, fosiller gibi ve benzeri bulgular var elde hepsi o kadar işte!
7. Tarih Çağları Yazının
İcadı İle Başlıyor
Tarih çağlarının yazının icadı ile başladığı kabul edilir. Sıralama şöyledir:
· İlk Çağ: Yazı ile başlar(MÖ 4000-3500).
· Orta Çağ: Kavimler göçü ile başlar (MS 375).
· Yeni Çağ: İstanbul'un fethi ile başlar (1453).
· Yakın Çağ: Fransız İhtilali ile başlar (1789).
8. Neolitik Çağda Çukurova
“ Çağımızın sosyal ve ekonomik düzeninin temelini Neolitik Dönem oluşturur.
İnsanlığın devrimlerinden biri bu çağda gerçekleşmiştir.(Ülkemizde Cilalıtaş Devri olarak da anılır).Bu büyük devrim üretimin başlaması, yani tarım ve hayvancılığın insan topluluklarınca öğrenilmesidir. ”(4)
“ Neolitik devrimin ilk kez *Yakın Doğu’da gerçekleştiği bilinmektedir.
Bu devrim birden bire değil tedricen ortaya çıkmış; MÖ 9000’lerde başlamış 7000‘lere kadar devam etmiştir.
Buna karşın Yakın Doğu’da avcılık toplayıcılıktan üretken ekonomiye geçişin nasıl ve nerede gerçekleştirildiği konuları ise tam anlamıyla açık değildir.
Üretici ekonomiye geçebilmek için önce yetiştirilmeye elverişli buğday, arpa vb. ürünler ve evcilleştirilebilecek koyun, keçi vb. hayvanların yabanıl bir durumda bulunması ve uygun coğrafi koşullara sahip bir ortam gerekmektedir.Anadolu’nun özellikle güney kesimi bu niteliklere sahipti, bu yüzden de Neolitik Çağ’ın en erken evrelerinde bile varlık göstererek Yakın Doğu neolitik uygarlığında özel bir yer almıştır.” (5)-( a g s)
*( Yakın Doğu: Ortadoğu kavramının öncülüdür; Fransızlar bu tabiri Osmanlı Devleti toprakları için 20. yüzyılın başlarına kadar kullanmışlardır).
9. Yumuktepe ve Gözlükule Kazıları
“ Güney’de Çukurova’daki Mersin – Yumuktepe ve Tarsus – Gözlükule’de Neolitik tabakaların varlığı ortaya çıkarılmıştır. Mimarlığı hakkında fazla bir şey bilinmeyen bu dönemin seramikleri el yapımı koyu renkli açkılı türdedir. Bu merkezler başlangıçta Amik Ovası ve Lübnan kıyısındaki Neolitik merkezlerle ilişki kurmuş Anadolu kökenli bir kültür görünümündedir.”(6)
· “ Bunlardan Yumuktepe inek,domuz,koyun ve keçiyi evcilleştirmiş ve tüm bitkileri tarıma almış oldukça gelişkin bir toplum yapısına sahiptir.
· Mimaride ise 5-6 odadan oluşan kare ya da dikdörtgen odalı evler saptanmıştır. “
· “Yumuktepe Höyüğü’nde yapılan kazılardaki bulgular MÖ 6300’lere gitmektedir.” (7)
Yumuktepe bulguları, Çukurova’nın geçmişini neolitik çağa hattadaha eskilere götürüyor.Bu bilgiler Çukurova’daki insan yaşamına ait izlerin 8000 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor.
10. Adana Tatarlı Höyük Kazısı
Adana Tatarlı Höyük’de devam etmekte olan bir arkeolojik çalışma var. Mütevazi bir bütçe ile başlamış olan bu çalışma desteklenip hızlandırılırsa; Kizzuwatna hakkındaki bilinmeyenler açığa çıkarabilir. Kazı Başkanlığını Yrd. Doç. Dr. Serdar Girginer yapıyor.
Serdar Girginer,Çukurova Üniversitesi'nde Arkeoloji Bölümü'nün kuruluşunu yapan akademisyendir (1998).Girginer Tatarlı Höyük kazısı ile ilgili olarak aşağıdaki bilgileri veriyor:
· " Kazı yaptığımız bu yer Kizzuwatna ülkesinin iki önemli merkezinden biri.
· Kudüs gibi kutsal bir merkez. Hititler için çok önemli.
· (Burası) Bayramlarını kutladıkları alan. Bu kazı Doğu Akdeniz'in kronolojik problemlerine yeni bir bakış açısı getirecek.
· 4 bin yıl öncesinin Avrupası olan Suriye için de yeni bir bağlantı noktası.
· Ticaret kervanlarının geçiş noktası, tekstil ve madencilik merkezi.
· Bu bölgedeki yerleşme 8000 yıl önce, neolitik çağda başlıyor.
· Helenistik döneme varan kesintisiz bir iskan var.
· Helenistik dönemde ciddi bir depremle yok olduğu düşünülüyor.
· İlk kez 1950'lerde Amerikalılar tarafından tespit ediliyor.
· Buraya bir arkeopark planlıyoruz.
11. Çukurova’ya Egemen Olan Devletler
Hitit Etkisi:
· MÖ 1500’lere gelindiğinde bölgede Hitit etkisi görülüyor.
· 1530 yılları Hitit yayılmasının başladığı tarihtir.
· Çukurova’da tarım ve hayvancılık bu dönemde gelişmiştir.
Kueve Asur Dönemleri:
· Hitit Krallığı’nın MÖ 1200’de çökmesiyle Kue, ardından Asur krallığının bölgenin denetimini eline geçirdiği görülüyor.
· Asur egemenliğinin zayıflaması üzerine Kilikya/Çukurova MÖ 663’de bağımsız bir krallığa, M.Ö 621’de ise bir Pers satraplığına dönüşmüştür.
· MÖ 333’de kurulan Makedonya dönemi egemenliğini Selevkos, Roma ve Bizans dönemleri izliyor.
· MS 7.yüzyılın ikinci yarısından başlayarak Çukurova Müslümanlarla Bizans arasında sürüp giden çatışmalara sahne oluyor. (8)- (Ana Britanicca)
12. Çukurova’da Türkmen Yerleşimi
Türkmenler’in yöreye yerleşmeleri Emevi ve Abbasi dönemlerine rastlar.
Şimdi bu süreci ve devamındaki gelişmeleri zaman dizini halinde görelim:
· 11. Yüzyılın başlarında bölgenin bazı kesimleri Selçukluların egemenliğine girdi.
· Çukurova’ya yerleşim göçmen aşiretlerinden Ramazanoğulları’nın Adana’daki eğemenliği sırasında 1353’de başladı.
· Bu dönemde aralıklarla Memlüklere bağlanan bölge, 1517’de Osmanlı hükümranlığı altına girerek bu yönetimin bir sancağı oldu.
· 17. Yüzyıl ortalarında yöredeki göçerler zorunlu iskâna tabi tutuldu.
· Yerleşik yaşama geçmek istemeyen göçerlerle Osmanlı yönetimi arasında 18.Yüzyılınbaşlarına kadardevam eden çatışmalar yaşandı.
· 1833’te Mısır’lı M.Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa Adana ve dolaylarını
hükümranlığı altına aldı. Bölgeyi 9 yıl süre ile bağımsız bir eyâlet gibi yönetti.
· 1840’da egemenlik Osmanlılara geçti.
· Bu tarihten sonra Adana mutasarrıflar tarafından yönetilmeye başlandı..
· Osmanlı Merkezi Yönetimi’nin19. Yüzyılda zayıflamasıyla bölgenin denetimi yeniden el değiştirdi ve Çukurova derebeylerinin eline geçti.
· İç ayaklanmaları bastırabilmek amacıyla 1865’de kurulan *Fırka-i İslahiye’nin asayişi sağlamasından sonra Çukurova’da mülkiye teşkilatı oluşturuldu.
· Öteden beri Halep’e bağlı bir paşalık olan Adana, 1867’de bağımsız vilayet yapıldı.” (9) - (Ana Britanicca)
13. Adana’da
Belediye’nin Ortaya Çıkışı
Değerli okurlarım,
Günümüzdeki şekliyle belediyenin ortaya çıkışı bir sürecin sonunda olmuştur; Adana da bu sürecin bir parçasıdır. Söz konusu süreç dönemlere ayrılarak anlatılabilir:
Başlangıçtan 1821yılına gelinceye kadarolan zaman dilimine “İlk Dönem” denilebilir.
Bu ilk dönemin ne zaman başladığını tarihlendirmek kolay değil; çünkü başlangıç kadim dönemlere uzanıyor.
Osmanlılardaki durum nedir?
Osmanlılar günümüzde belediye hizmetleri diye tanımladığımız işleri, İstanbul dışındaki iller ve ilçelerde, Sancak Beyleri’nin görevleri arasında kabul edip o şekilde düzenlemişler.
Adana’da yapılan da farklı değilmiş.
Adana’daki durum 1833’de değişmiş.
Bu tarihte bölgenin denetimi M.Ali Paşa’nın oğlu olan Mısırlı İbrahim Paşa’ya geçiyor.
Böylece 1833-1840 tarihleri arasında 9 yıl süren bu devire“ 2.Dönem”diyebiliriz.
Dolayısıyla 3.Dönem1840 yılında başlamış oluyor 1871’e kadar devam ediyor.
Peki yukarıda verdiğimiz tarihler arasında neler olmuş da söz konusu değişiklikler ortaya çıkmış?
Kısaca onları da görelim:
· 1840’da Adana’nın denetimi yeniden Osmanlılar’a geçiyor.
· Osmanlı İdaresi 1855 yılındaİstanbul’da Şehremaneti, Şehremini, Şehir Meclisi ve Komisyon’dan meydana gelen bir kurumsal yapı oluşturuyor (belediye).
· Osmanlı Merkezi Yönetimi’nin etkisinin zayıflaması sonucunda Çukurova’nın denetimi el değiştiriyor hükümranlık derebeylerinin eline geçiyor.
· 1863 tarihinde çıkan ABD İç Savaşı pamuk üretiminin kısıtlanmasına yol açıyor.
· Tekstil sektörü ham madde sıkıntısı yaşamaya başlıyor. O dönem koşullarında tekstil önemli bir sektördür.
· ABD’nin üretimi azalınca pamuk üretimi yapılması ihtiyacı doğuyor.
· Avrupalılar çareyi Mısır ve Adana’da pamuk üretilmesinde görüyorlar.
· Böylece Adana’ya Avrupalılar geliyor; Adana’da Levantenler Dönemi başlıyor.
· Levantenler kentleşme sürecini olumlu yönde etkiliyorlar.
· 1865’de kurulan *Fırka-i İslahiye iç ayaklanmaları bastırıyor düzeni sağlıyor.
· Çukurova’da mülkiye teşkilatı oluşturuluyor.
· Halep’e bağlı bir paşalık olan Adana, 1867’de bağımsız vilayet yapılıyor.
Şu hususun da altını çizmeliyiz:
Belediyeyi ortaya çıkaran süreç genel olarak da Adana için de; yukarıda verilen tarihler arasında başlayıp bitmiş değildir.
19. Yüzyıla gelindiğinde şehirlerde yaşayan insanların talep ettikleri yerel hizmetler çeşitlenip çoğalmıştır.Hizmet talebibelediyeyeduyulanihtiyacı büyütmüştür.
Bu koşullar ülke genelinde ortaya çıktığı içinde merkezi yönetim mevcut sistemi değiştirip-geliştiren adımları, İstanbul’dan başlatmak üzere,atmıştır(Şehremaneti’nin kurulması).
Böylece 4. Dönem’e geliyoruz...
Dördüncüdönemi 1871 tarihinden başlatabiliriz.Niçin?
Çünkü Adana’da “ Muhtesipler Devri” o tarihte başlıyor.
Bu dönem 8 Ekim 1921’deki Pozantı Kongresi’ne kadar devam edecektir.
Değerli okurlarım, “ Tarihte ve Günümüzde Adana “başlıklı yazı dizimiz devam edecek. Gelecek sayıda aşağıdaki konuları paylaşacağız:
Tarihte Adana Bölümünde:
· Müslüman ülkelerde günümüzdeki belediyeyi ortaya çıkaran İhtisap Kurumu’nun tarihsel süreç içindeki yeri, rolü ve hangi kaynaktan ilham alınarak doğduğu konuları hakkındaki bilgileri paylaşacağız.
· “Adana’daki Muhtesipler Dönemi ve İlk Belediye Başkanları “ hakkında bilgiler anlatılacaktır.
Adana ve Coğrafi Konumu Bölümünde:
· Bölgeye hayat veren“ Çukurova Nehirleri ve Kolları”anlatılacaktır.
Sağlık, mutluluk ve sevgiyle olun değerli okurlarım.
Şubat-2016 Adana- Fevzi Acevit
KISALTMALAR:
Adı Geçen Eser: a g e
Adı Geçen Site: a g s
Büyük Türkçe Sözlük: BTS
Kubbealtı Lugat: KAL
Osmanlıca Sözlük: OS
Alıntı Yapılan Kaynak: Kyn
Bakınız: bkz
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
· ( 1)- Adana Köprübaşı; sayfa, 19
· (2) - (Ana Britannica; Adana md.)
· (3) –Doç.Dr.Gözde Ramazanoğlu; “Adana’da Tarih-Tarihte Adana” syf, 15)
· (4) –(5) -(6)(http://bagimsizrehberler.blogcu.com/neolitik-cag)
· (7) - (http://sanalarkeolog.blogspot.com.tr)
· (8) - http://sabah.com.tr/Yasam/2010/09/30/hedef_4_bin_yillik_lawazantiya
· -(9) Ana Britanicca
Fevzi Acevit
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları