Tarihte ve Günümüzde Adana -3
Adana’da Muhtesiplerden Belediye’ye
Su ve Güneş Beldesi Adana
Bereket Ovası’nın Merkez Kentidir.
Adana’nın kentleşme yazgısını değiştiren iki önemli olaydan biri 1867 yılında gerçekleşmiştir.
O tarihte Adana Halep’e bağlı olmaktan çıkarılıp vilayet yapılmıştırr. Diğer tarihsel kırılma Fırka-i Islahiye’nin düzeni sağlamasıyla başlayan Muhtesipler Dönemi’dir. Bu yeni dönem, Adana’da, belediye kurumunu ortaya çıkaran sürecin başlangıcıdır.
Anımsatma
Değerli Okurlarım
Önceki iki yazımızda Tarihte Adana’yı anlatırken, “Adana’da Belediye Kurumunun Ortaya Çıkışı “ bölümünde kalmıştık. Yazı dizimizi, bu yazıdan itibaren okuyacak olan okurlarımızı düşünerek kısa bir özet bilgi vermeyi doğru buldum. Geniş bilgi edinmek istenirse “ Tarihte ve Günümüzde Adana (1) ve (2 )” başlığı taşıyan yazılarımıza bakılabilir.
Adana’da Belediye’nin Ortaya Çıkışı Özet Bilgi
- 1833-1840 tarihleri arasındada Adana’nın denetimi Mısırlı İbrahim Paşa elindedir.
- 1840 tarihinde denetim el değiştiriyor Osmanlılar’a geçiyor.
- 1855 yılında Osmanlı İdaresi İstanbul’da Şehremaneti, Şehremini, Şehir Meclisi ve Komisyon’dan meydana gelen bir kurumsal yapı oluşturuyor (Belediye). Bu gelişme ile belediye kurumu resmen ortaya çıkıyor.
- O yıllar Osmanlı Merkezi Yönetimi’nin taşrada etkisinin zayıfladığı dönemdir. Bu zayıflama Çukurova’da denetimin el değiştirmesine yol açıyor; artık hükümranlık yöresel derebeylerinin elindedir.
- 1863 tarihinde çıkan ABD’de İç Savaş çıkıyor.
- Söz konusu savaş ABD’deki pamuk üretiminin kısıtlanmasına yol açıyor.
- Dönemin önemli üretim sektörü tekstil ham madde sıkıntısı yaşamaya başlıyor, pamuk üretimi yapılması ihtiyacı doğuyor.
- Avrupalılar çareyi Mısır ve Adana’da pamuk üretilmesinde görüyorlar.
- Böylece Avrupalılar Adana’ya geliyorlar; Levantenler Dönemi başlıyor.
- Levantenler kentleşme sürecinin gelişimini olumlu yönde etkiliyorlar.
- O dönemde yörede bozulmuş durumda olan kamu düzeni önemli sorun halindedir.
- 1865’de Dördüncü Ordu Müşiri Derviş Paşa komutasında ve Ahmet Cevdet Paşa yönetimindeki *Fırka-i İslahiye kuvvetleri iç ayaklanmaları bastırıyor düzeni sağlıyor.
- 1867’de Halep’e bağlı bir paşalık olan Adana, bağımsız vilayet yapılıyor. Çukurova’da mülkiye teşkilatı oluşturuluyor. 1867 yılında Adana Valisi Halil Paşa’dır. Halil Paşa’nın Adana’da, yazımızın devam bölümlerinde anlatılacak olan, önemli hizmetleri olmuştur.
- Şu hususların da altını çizmeliyiz:
- Belediyeyi ortaya çıkaran gelişmeler ihtiyaçların ortaya çıkardığı bir süreçtir:
- 19. Yüzyıla gelindiğinde şehirlerde yaşayanların talep ettikleri yerel hizmetler çeşitlenip çoğalmış, bu talep, belediye kurumuna duyulan ihtiyacı büyütmüştür.
- Bu koşullar ülke genelinde ortaya çıktığı için de Osmanlı yönetimi mevcut sistemi değiştirip -geliştiren adımları İstanbul’dan başlatmak üzere atmıştır. (Şehremaneti’nin kurulması)
- Böylece 4.Dönem’e geliyoruz...
- Dördüncü dönemi Adana için 1871 tarihinden başlatabiliriz. Niçin? Çünkü Adana’da “ Muhtesipler Dönemi ” o tarihlerde başlıyor. Bu dönem, 8 Ekim 1921’deki Pozantı Kongresine kadar devam edecektir.
2. Kur’an’dan Kaynaklanan Yönetsel Yapı: İhtisap Kurumu
“Muhtesipler “ diye adlandırılan kurumsal yapının mahiyeti nedir?
Bunu öğrenmek için 19.Yüzyıl İstanbul’una geri dönmeliyiz...
Müslüman toplumlarda belediye hizmetlerini ihtisab kurumu yapmış (muhtesipler).
Sivil toplum kuruluşu özelliği taşıyan vakıflar da destek hizmetleri vererek yardımcı olmuşlar.
Şimdi ihtisab kurumunun mahiyeti nedir inceleyelim:
İhtisap ve muhtesip nedir?
İhtisap ve zabıta, zaman içinde iç içe geçmiş iki kavramdır.
İhtisap kavramı, "hisbe" ve "muhtesip" kelimelerine dayanır.
Hisbe’nin anlamı ecir, sevaptır. ( Sevap hayırlı davranışlara Cenabı Hakk’ın vereceği ödüldür. Ecir ise, yapılan işe karşılık olan bedeldir (1)
Kavram Bilgileri
“ Hisbe, İslâm hukûkunda bir şehir halkının şer’î (İslâm hukuku ile ilgili) emir ve yasaklara uymasını sağlamakla görevli olan, ölçü, tartı, mal ve ücretleri kontrol eden, şehirdeki ticârî dâvâlara ve bâzı kamu dâvâlarına bakan belediye teşkîlâtı, ihtisap demektir. “Muhtesip ise; " hesap sorma, sorumluluk anlamlarına gelir.
Böylece muhtesip, hesap sormak suretiyle sevap kazanan kimse demek olur.
Muhtesip kavramı (eskiden) belediye işlerine bakan memur, belediye memuru, polis anlamlarında da kullanılmıştır. -( Kubbealtı lügat)
İhtisap kavramı nereden ilham alınarak doğmuş?
İhtisab kavramı Kur’an-ı Kerim’in Ali İmran suresi 104. Ayeti’nden kaynaklanıyor. Söz konusu ayette: “ Emr-i bil ma’ruf nehyi an-ilmünker / İyiliği emret kötülüğü yasakla” buyurulmaktadır.
Hisbe, yani; Allah nezdinde sevap kazanmak isteyenle, aynı amaçla hesap soran muhtesip birleşiyor ihtisab kavramını oluşturuyorlar. Muhtesiplik, marufu, yani; dinî bakımdan uygun görüleni açıkça yapmayana yapmasını emretmek; kötülüğü açıkça işleyene de engel olmak anlamında kullanılıyor. Müslümanların kurduğu devlet organizasyonlarında ihtisap kurumunun yerinin bulunduğu tarihsel bir gerçektir:
“ Muhtesiplik Asr-ı saâdette vardı. Cânib-i celîl-i nebeviyyeden Hazret-i Ömer Medîne’nin ve Saîd bin Sa’d bin el-Âs da Mekke’nin muhtesibi idi ” – (2)
“ Bu cümleden olarak, kronolojik bir sıralama ile, Hz. Peygamber dönemindeki Medine şehir devletinden başlayarak, Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Eyyubiler, Memluklular, Endülüs, Safevi ve Osmanlıların devlet organizasyonlarında ihtisap kurumuna yer verildiği görülmektedir.”
*(Asr-ı Saadet: İslâm tarihinde Hz Muhammed'in hayatta olduğu döneme denir. “ İnsanların en bahtiyar oldukları çağ” anlamına gelir. Asr-ı Saadet terimi bazen Dört Büyük Halife Dönemi için de kullanılmaktadır).
3. Osmanlılar’da İhtisap Nâzırlığı
- Osmanlılar idare sistemleri içinde ihtisap kurumuna yer vermişlerdir:
- 1826 yılında yeniçerilik kaldırılıyor, bazı hizmetlerde boşluk doğunca, İhtisap Nazırlığı kuruluyor. Muhtesib, ihtisap ağası veya ihtisap emini unvanı ile ihtisap işine bakan kimse İhtisap Nâzırı unvanını alıyor.
- 1845’de şurta (polis) ve 1846’da zaptiye müşirliği kurulunca ihtisap nezaretinin bir kısım görev ve yetkileri bu kurumlara devrediliyor. Nezaret (bakanlık) sadece narh ve esnaf işine bakar hale geliyor.
- 1855’de bir resmî tebliğ ile İstanbul Şehremaneti (Belediye) idaresi kuruluyor ve İhtisap Nezâreti kaldırılıyor.
4. Muhtesibler Neler Yaparlardı
- Muhtesip devleti temsilen görevlendirilirdi.
- Cezalandırma yetkileri genişti:
- Okulları teftiş eder,
- Çarşıların düzenini sağlar, ölçü ve tartıları kontrol eder,
- Dinle alay edenleri takip eder,
- Komşu hakkına tecavüzü önler,
- Binaların yüksekliklerini denetlerlerdi.
- Yetkilerini şikâyet beklemeden kullanırlardı.
- Halk içinde dolaşır gördükleri uygunsuz hâllere müdahale ederlerdi.
(Değerli okurlarım sizin de dikkatinizi çekmiştir: Bu yetkiler çok geniş... Acaba muhtesipleri kimler denetliyordu? Günümüzde de belediye başkanlarının insan sağlığına zararlı gördüğü işyerlerini doğrudan kapatma yetkileri var; bu gelenek muhtesipler döneminden günümüze kalmış olabilir).
5. Adana’da Muhtesipler Dönemi
Belediyeler görev bölgelerindeki insanlara doğumdan ölüme uzanan kapsamda hizmet veren kurumlardır. (Beledî, şehirle ilgili demektir belediye hizmetleri anlamına da gelir).
Günümüzdeki anlamıyla Belediye bir şehir veya ilçenin bayındırlığına, imârına, temizlik, su, yol ve kanalizasyon işlerine, esnaf kontrolüne bakan, başkan ve meclis üyeleri halk tarafından seçilen kurumdur.
Osmanlılarda 19.Yüzyılın ortalarına kadar günümüzdeki haliyle bir belediye kurumu yoktu. Kamu hizmetlerinde mutasarrıfların direktiflerine göre hareket edilirdi.
Adana’da 1830 yıllarına gelinceye kadar belediye hizmetlerinin yol, kanalizasyon işleri ve çarşı denetimleri şeklinde el alındığı görülüyor. Mutasarrıflar bu görevi Şehir Kethüdası’na yaptırıyorlardı. Vakıfların destek faaliyetlerinden de yararlanılırdı.
Adana 1833-1840 yılları arasında Mısırlı İbrahim Paşa egemenliğindeyken vakıflara düzen verilmiştir. Vakıfların destek oldukları hizmetler yelpazesi genişletilmiştir. Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Adana’daki *vakıfların sayısı 350’ye ulaşmıştır:
Ellibeş vakıf su temini hizmetini üstlenmiş. Ondört vakıf eğitim hizmeti yapıyordu.
Beş vakıf bina ve yapım işlerine bakıyor, iki vakıf ise aşevi ve han gibi kurumları hizmette tutuyordu.
Adana’nın ilçelerinde de vakıflar vardı ve benzeri hizmetleri üslenmişlerdi. * (3)
Değerli okurlarım
Muhtesiplik düzeni Adana’da da uygulanmıştır. Adana’da belediye hizmetlerinin şehir kethüdaları, muhtesipler ve vakıflar tarafından yapıldığı dönemler yaşanmıştır.
6. Yüklenicilik/Müteahhitlik Osmanlıda da Varmış
*Mutasarrıfın kavramsal anlamı kendinde kullanım hakkı olan (bu hakkı) elinde bulunduran demektir. Osmanlılar döneminde *sancak yöneticisine verilen addır.
Mutasarrıf, vali gibidir:
*Mukataaların denetimi ve *iltizam işleriyle ilgilenirlerdi.
Şehirlerdeki dini ve sosyal yapıların, su yollarının tamiri ve bakımı, herhangi bir afet anında gereken önlemlerin alınması gibi (belediye hizmeti şeklinde tanımlanabilecek) işlerden sorumluydular.
*Mukataa Nedir?
Mukataa, Osmanlı’da devlete gelir sağlayan kurumsal yapının adıdır.
*İltizam ise verginin, belli bir bedel karşılığında, kişilere devredilerek toplanması yöntemidir. Vergi toplamayı yükümlenen kişiye "mültezim" denirdi.
Bu kişiler müteahitti (günümüzdeki yüklenici).
*Osmanlılar’da Sancak:
Sancak, il büyüklüğündeki yönetim birimidir. Eyalete bağlıdır.
Kaza ise ilçe büyüklüğündeki yönetim birimidir kadı tarafından yönetilir.
Köy, Tımarlı sipahiler tarafından yönetilen küçük idari birimdir.
7. Osmanlılar da Kent Konseyleri Kurmuş: Ayan-ı Vilayet
Osmanlı Devleti’nde, 18. asıra gelinceye kadar, her şehir ve kasabadaki nüfuzlu ailelere eşraf ve ayan denilirdi: Molla, kadı, müftü, müderris, seyyid ve tarikat şeyhi gibi ilmiye mensupları, kethüdayeri ve yeniçeri serdarı gibi kapıkulları ve bunların emeklileri ile çocukları, kasapbaşı ve bakkalbaşı gibi esnafın ileri gelenleri, zahireci, kuyumcu, sarraf, bezzaz (dokumacı) ve çuhacı gibi tüccar ve mültezimler (vergi tahsildarı) ayanlardan sayılırdı.
Osmanlılarda bunların hepsine birden “ayan-ı vilayet” ismi verilmekteydi.
Değerli okurlarım,
Mahalli ayan toplumun yöredeki seçkinleridir. Ayan-ı vilayet, mahalli eşraftan /yerel seçkinlerden oluşan bir konsey şeklinde tanımlanabilir.
Günümüzdeki kent konseyleri ile olan benzerliği ise dikkat çekicidir:
Tarihsel bilgiler bize gösteriyor ki; padişahlık ile yönetilen bir ülkede bile yerel sorunların çözümü için sivil toplumla danışma-dayanışma bağları kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Yine tarihten öğrenip anlıyoruz ki; Osmanlılar da bu ihtiyacı görmüşlerdir.
Ayan-ı vilayet adı verilen kurumsal yapı ile bu ihtiyacı karşılamışlardır.
Katılım ve danışma süreçleri söz konusu konsey (Ayan-ı vilayet) aracılığıyla işletilmiştir.
Bu konseylerde kenti etkileyen kararlar alınmıştır.
Ayan-ı vilayetler aynı adla ilçe merkezlerinde var ve işlevselmiş.
Bu tarihsel bilgi, günümüz yerel yöneticileri için de öğretici uyarıcı olmalıdır.
Günümüzde kent konseyleri vardır.
Vardır ama... Çoğu, ne yazık ki işlevsel değildir!
8. Şehremanetinin Kuruluşu
19.Yüzyılın ikinci yarısı...
Belediye Kurumu için ilk Adımlar İstanbul’da atılıyor.
Tarih, 16 Ağustos 1855’dir.
İstanbul halkı, Avrupalı ziyaretçiler, devlet erkanı, velhasıl hemen her kesim yerel hizmetlerin yetersizliğinden bunalıp şikayet eder olmuşlar.
İhtiyaç güçlü yönlendiricidir çözümleri dayatır.
Bu durumda da öyle olmuş: Osmanlı Merkezi Yönetimi Meclis-i Ali-i Tanzimat kararıyla,‘’Şehremaneti’’ ve ‘’Şehir Meclisi’’ni kurmuş. Karar Takvim-i Vekayi’de yayınlanmış.
Bu kararla birlikte İhtisab Nezareti de kaldırılmış (4)
9. Şehremaneti, Şehremîni ve Şehir Meclisi
- Şehremaneti kararıyla çağdaş belediyeciliğe giden yol açılmıştır.
- Yürürlüğe giren Nizamname (tüzük)’ye göre şehremaneti;
- Kent halkının temel ihtiyaç maddelerini sağlamak,
- Narhı (fiyat sınırını) düzenlemek,
- Yol ve kaldırımları yapmak,
- Temizlik işlerine bakmak,
- Çarşı ve pazarları denetlemek,
- Vergileri hazine adına toplamakla görevlidir (Günümüzde belediyeler vergi toplamazlar, ama, ‘belediye rüsumu’; ‘işgaliye ‘ gibi adlarla vergi benzeri harçlar alırlar).
Şehremaneti (belediye), şehremini (başkan), şehir meclisi ve komisyon’dan oluşur.
Şehir Meclisi’nde 12 üye vardır.
- Şehir Meclisi üyeleri kentte yaşayan saygın- seçkin esnaf arasından belirlenir.
- Şehremîni Padişah tarafından atanır.
- Şehremanetinin (belediye) kendine ait gelir kaynakları yoktur; hizmetler devlet bütçesinden karşılanmaktadır - (5).
10. Adana’da Levantenler Dönemi
Amerika neresi Adana neresi, demeyiniz...
Niçin? Çünkü, “ 1860 yılındaki Amerikan İç Savaşı, Adana’yı etkilemişti. Başta İngiltere olmak üzere Avrupa‘nın gelir getiren endüstrisi olan tekstil için gereken ham madde pamuktu ve büyük ölçüde ABD ‘deki üretimle temin ediliyordu . ABD’deki iç savaş pamuk stoklarını eritirken yenisi yetiştirilemiyordu.
Avrupa bu soruna çözüm aramış:
- İngiliz, Fransız ve Alman heyetleri Osmanlı yönetimi ile görüşüp anlaşmışlar.
- Adana ve Mısır’da pamuk ekimini teşvik için özel imkanlar elde etmişler.
- 1863’den itibaren yüzlerce Avrupalı Adana’ya gelmiş.
- Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmış.
- Levanten denilen Avrupalılar modern bir kent yaşamı için bildiklerini ortaya koymuşlar, para ve malzeme desteği sağlamışlar. Bu gelişme kenti etkileyip değiştirmiş (6).
11. Ezene, Atana- Atana, Adana Oldu
- “ 1870 yılında, ‘Muhtesiplik’ adı altında bir kurum oluşturuldu.
- Bu kurum günümüz belediye kavramlarının ilk formu sayılabilir.
- İlke olarak, “ihtisap ağaları” denilen yetkili denetçiler kurumu şeklinde çalışıyordu. Örneğin, tartı aletleri, gıda maddelerinin fiyatları ile nitelikleri, kentin temizliği ve nihayet yapı işleri, bu ağalar tarafından denetlenmekte idi.
- Muhtesiplik ihdas edilirken, (Adana’nın) Ezene olan ismi de Atana şekline dönüştürüldü.
- Muhtesiplikle gelen yenilik, 1871 yılında Adana Belediyesi olarak yeni formuna kavuştu. Aynı zamanda, pek benimsenmemesi üzerine şehrin Atana ismi değiştirilerek Adana yapıldı.” (7)
11. Muhtesipler Döneminin İlk Belediye Başkanı: Gözlüklü Süleyman Efendi
Değerli okurlarım bu dönem ile ilgili elimizdeki bilgi sınırlı.
Kayıtlardan çıkarılan kısa bilgiler şöyle:
- “ Vali Halil Paşa zamanında Adana belediyesi teşekkül ettirilmiş, bu dönemin ilk Belediye Başkanı olarak Gözlüklü Süleyman Efendi tayin edilmiştir.”
- “ Belediye Başkanı Gözlüklü Süleyman Efendi, o güne kadar hiç tanınmamış yeni kavramlarla uğraşmak yerine muhtesiplik yönetimini devam ettirmekle yetinmiştir.”
- (a g s)
- “ Gözlüklü Süleyman Efendi; evlerde yapılarak satışa çıkarılan yufka, bezdirme setitli şebit gibi cinslerde olan ekmekleri kontrol ettirmiş, tartı işlerini kontrol ettirmek için Çarşı Ağaları’nın sayılarını arttırmıştır.” (8) Görüldüğü üzere belediye teşekkül ettirilmiştir ama, eski usûl hizmet anlayışıyla yola devam edilmiştir.
12. Başkan Ege Bağatur’dan Naklen “Çarşı Ağası” Anısı
Birlikte çalışma mutluluğu yaşadığım rahmetli Belediye Başkanı Ege Bağatur haftanın perşembe günlerini halkla görüşerek değerlendirirdi.
Başkanlık Makamı kapıları her perşembe günü açılır dertler şikayetler dinlenir çözüm aranırdı. İşte o görüşme günlerinden birinde Başkan Bağatur’dan duymuştum.
Ailesinden yaşlı kadınlar çarşı ağaları ile ilgili olarak şöyle anlatırlarmış:
“ Bizim zamanımızda Çarşı ağası vardı...’Çarşı ağası geliyor!’ dendiğinde korkardık.
Yollara çöp atmaz, çamaşır sularını yola dökmeye çekinirdik “
13. Kirkor Bezdikyan Sinyor Artin Dönemleri
- Kirkor Bezdikyan’ın belediye başkanlığı Ziya Paşa’nın vali olduğu döneme denk geliyor.
- Bu dönemde asayiş sorunu yoktur.
- Fırka-i Islahiye düzeni sağlamıştır.
“ Adana’daki Ermeni asıllı aileler arasında Bezdikyanlar’ın adı sık sık geçmektedir.
1826 yılında Adana Valiliği’nin bütçe gelirleri listesinde Bezdikyan adında vergi toplayıcısının (Mütesellim) adı anılmaktadır. Osmanlı haritasında Küçük Dikili Köyü yakınlarında Bezdikyan çiftliği adı da geçmektedir. “-(9)
“ 1877- 79 yıllarında başkan olan Kirkor Bezdikyan ile görevi devralıp 1881 yılına kadar sürdüren Sinyor Artin, Ievantenlerin de yardımlarıyla belediye hizmetlerini eskiye göre daha çağdaş düzeye taşıyıp geliştirmişler. Neler yapmışlar:
- Yollar genişletildi.
- Parke taşlarla kaplama işlerine geçildi.
- Drenaj kanalları ve hendekleri açıldı.
- Kent yönetimi kavramı gelişti.
- Temizlik ve aydınlatmaya ilkeler getirildi.
- 1908 yılında da ilk kanalizasyon çalışması başlatıldı.” –(10)
...............................................
- Değerli okurlarım, “ Tarihte ve Günümüzde Adana “ başlıklı yazı dizimiz gelecek sayılarda aşağıdaki konular anlatılarak devam edecektir:
- Tarihsel Bölüm’de: 1981-1920 yılları arasındaki belediye başkanları, Atatürk’ün de katıldığı Pozantı Kongresi ve Cumhuriyet Dönemi’nin ilk Belediye Başkanı anlatılacaktır.
- Adana’nın Coğrafi Konumu Bölümü’nde ise “ Yollar Kavşağı Adana” bilgileri paylaşılacaktır.
Sağlık, mutluluk ve sevgiyle olun değerli okurlarım.
KISALTMALAR:
Adı Geçen Eser: a g e
Adı Geçen Veb Sitesi: a g s
Büyük Türkçe Sözlük: BTS
Kubbealtı Lugat: KAL
Osmanlıca Sözlük: OS
Alıntı Yapılan Kaynak: Kyn
Bakınız: bkz
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
(1) - Büyük Türkçe Sözlük
(2) -Osman Nuri Ergin; Mecelle-i Umûr-ı Belediyye.
(3) Naci Hakverdi; “Adana’yı Tanıyalım”
(4), İstanbul Büyükşehir Sitesi-Tarihçe
(5) -(www.adana.bel.tr: Tarihçe http://
(6) - Altın Koza Yayınları; “ Geçmişten Günümüze Adana Belediyesi ve Başkanları”
(7) -(Adana 1967 İl Yıllığı, s:16)
(8 )-Yurt Ansiklopedisi; fasikül 3, 1981 ve Adana 1967 İl yıllığı, s: 16.)
(9), - Altın Koza Yayınları; Geçmişten Günümüze Adana Belediyesi ve Başkanları
(10) - Altın Koza Yayınları; Geçmişten Günümüze Adana Belediyesi ve Başkanları
(11) - Altın Koza Yayınları; Geçmişten Günümüze Adana Belediyesi ve Başkanları
(12) http://sabah.com.tr/Yasam/2010/09/30/hedef_4_bin_yillik_lawazantiya
Osmanlıca Sözlük
Kubbealtı Lugatı
Türk Dil Kurumu Türkiye'nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, I.
Cilt, Prof. Dr. Mustafa Akdağ, Cem.
Fevzi bey, Adana'yı anlatan yazılarınızı okumak çok keyifli. Bu anlatımınız bitmesin. Elinize sağlık...