Turizm ve Adana
Adana turizmin her çeşidinin gelişmesine elverişlidir. Bu faaliet kentimize yeni olankalar sağlamaya aday.
Binlerce yıllık tarihi geçmişi, bu geçmişten günümüze kalan sayısız tarihi eserleri, Yumurtalık ve Karataş sahillerinin doğal güzelliği, Toroslar’ın yemyeşil yaylaları, şifalı suları, bitki ve hayvan türleri bakımından çeşitliliği ile büyük bir turizm potansiyeline sahip olan Adana’da her uygarlık kendi kültür çeşitliliğini bir sonrakine aktararak aynı zamanda bir kültür mozaiği oluşturmuştur. Hititler, Romalılar, Araplar, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar, Türkmen ve Yörük aşiretlerinin yöre kültürünün çesitlenmesine katkıları olmuştur. Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin yarattığı deniz kulakları ve sazlık alanlar eko turizm açısından sınırsız olanaklar sağlamaktadır.
Yazları oldukça sıcak geçtiği için yayla turizmi, trekking ve kampçılık, sağlık turizmi, ırmak ve kano turizmi, mağara turizmi, eko turizm ve av turizmi gibi potansiyel olarak alternatif turizm çeşitleri bulunmaktadır. Seyhan nehrinin yarattığı Tuzla ve Akyatan Gölleri ile Ceyhan nehrinin yarattığı Ağyatan gölü, Ceyhan ve Yumurtalık dalyanı ile bunlara bağlı diğer lagünler, nadir kara ve deniz canlılarıyla, kuşların ürediği ve barındığı alanları oluşturmaktadır.
Bu lagün ve dalyanların dışındaki alanlar da “Kıyı Turizmine” ve “Yat Turizmine” elverişli bölgelerdir. Bunların dışında, Çukurova’nın iç kesiminin bir diğer potansiyeli de canlı ekonomik yaşantısıdır. Adana, bölgenin en büyük kenti ve iş merkezi olduğu gibi, gelişmiş üniversitesi, gelenekselleşmiş festivalleri gibi sosyal etkinlikleri ile de önemli ölçüde “İş ve Kongre Turizmi” potansiyeline sahiptir. Adana ilinde toplam 65 adet büyük çaplı sit alanı tescil edilerek ilan edilmiştir. Bu sit alanları içinde; Kozan Merkez ve Seyhan ilçe merkezi gibi kentsel sitler, Misis, Magarsus, Anavarza gibi arkeolojik sitler, Ağyatan-Akyatan Yumurtalık lagünü gibi doğal sitler bulunmaktadır.
Çok değişik uygarlıkların yaşamına sahne olan Çukurova’da folklorunda zengin olması doğaldır. Binlerce yıllık tarihi geçmişi, bu geçmişten günümüze kalan sayısız tarihi eserleri, farklı din ve kültürlerin bir arada yaşayarak oluşturduğu kültür mozaiği, ilçe sahillerinin doğal güzelliği ile yemyeşil yaylaları, bitki ve hayvan türleri bakımından çeşitliliği, giderek artan sağlık turizmi ile büyük bir turizm potansiyeline sahip olan Adana acaba turizmden gerektiği kadar pay alabiliyor mu? Bu sayımızda Adana’nın turizm potansiyelini, eksiklerini, ne yapılması gerektiğini konuştuk. Sonuç; Adana’nın turizmin her türlüsüne sahip olduğu, ancak bu alanların yeterince kullanılmadığı veya tanıtılmadığı, bu eksiklikler giderildiğinde tarih, deniz, yayla, kültür, inanç, sağlık, iş ve kongre, av, mağara, kıyı ve ekolojik turizm açısından kısa bir sürede geleceğe umutla bakılması yönünde oldu.
Osman Arık Kültür ve Turizm Müdürü
Öncelikle turizm algısını iyi anlamak lazım, tatil kavramı son 15 yıldır sorgulanıyor. Tatil kavramına ihtiyaç duymadığımız için yıllardır aile, akraba ziyaretini tatil olarak algılıyorduk. Günümüzde tatil bir ihtiyaç olarak algılanırsa ekonomik sıkıntı yaşayan insan dahi para ayırabilecektir. Şimdi ise orta düzeyde devlet memurunun rahatlıkla 7-10 gün tatil yapabilme imkanı var. 7-8 sene önce yerli turist yoktu otellerde, şimdi yer bulunamıyor...
Turizm Kenti Çok Hızlı Değiştiriyor
Deniz, kum, güneş turizmin öncüsü Antalya görünüyor. 70’li yıllarda hedef aslında Mersin’i turizm, Antalya’yı sanayi bölgesi yapmaktı. Ama zamanla tersi olmuştur. Dünyada turizm işinde trilyon dolar gibi rakamların hareket ediyor olması her ülkenin dikkatini çekti. Adanalı da doğal olarak son on yıldır sesli düşünmeye başladı. Bu bir süreçtir. Antalya’ya baktığımızda 40 yıllık geçmişi var... Turizm orada son 10 yılda zirve yaptı. Daha önce orada da birçok sıkıntı vardı. 10 yıl öncesine kadar yolları yoktu. Turizm, kenti ve insanlarını çok hızlı değiştirebiliyor. Kendini çabuk adepte ediyor…
Delikanlı Adam Garsonluk Yapmaz!
Tarım ve pamuğun merkezi konumunda olması yüzünden, Adana’da turizm algısı başlarda çok ihtiyaç gibi hissedilmemiş. İlk tren yolunun kurulması gibi etkenlerle tarım ve sanayi ağırlıklı bir gelişim göstermiş. İş buluyorsanız, karnınız doyuyorsa, sanayi ve tarım güçlüyse, “Delikanlı adam garsonluk yapar mı?” algısı da gelişmiş. Zamanla tarım ve sanayinin zayıflamasıyla o algı değişmiş, turizmin ciddi bir sektör olduğunu algılayınca da biraz geç kalmışız. Bana göre bazen yanlışları görmek adına geç kalmak da iyidir.
Artık Adana’yı Turizm Kenti Yapmalıyız
Bu açıdan Adana’ya haksızlık yapmamak lazım. Çünkü bu bir arz talep algısıdır. Sanayi ve tarımınız güçlüyse turizminiz o oranda güçlü olmaz. Geçen sürede Adana’nın ihtiyacı olmadığı için turizm gibi hizmet sektörleri geri kalmış. Ama artık Adana’yı turizm kenti yapmamız lazım. Kentin sesli düşünmesi, tartışması ve sonuçlara ulaşmada yol haritasını çizip yavaş yavaş uygulamaya geçilmesi gereklidir.
Kültür Kentinde Kültür Turizmi
Turizm arama konferansını yaptık, bürokratlarla, duayenlerle bu konuları konuştuk. İlk 5-6 kalemde neler yapılabilir netleşti. Bunlar; sağlık turizminin önemli olduğu, gastronominin, eğlence kültürünün köklü olduğu ve uygulanabilir yapıya sahip olduğu. Burada; 10 bin yıllık yaşam olması, medeniyetlerin buluşması... İki bin yıla dayanmış bir Taşköprü’yü, farklı kültürlerin bir arada yaşadığını, film, tiyatro ve fotoğraf festivallerinin yapıldığını, üniversitenin olduğunu, spor ve gençlik kenti haline getirebilme olanaklarının olduğunu görüyoruz...
Sağlık Turizmi
Sağlık turizmi açısından kentimizde otel yatağından fazla hastane yatağına sahibiz. 6000 hasta, 4000 konaklama amaçlı yatağımız var. Yurt dışında dört katı fiyatla tedavi olan hasta, burada çok daha aşağısına aynı standartlarda tedavi oluyor... Bu çalışmamızı değerlendiren Sağlık ve Turizm Bakanlığı ortak yapılanmaya doğru gidiyor. Şu an açılmış otel sayısından daha fazla yapılan otel sayısı var. Altın Koza Film Festivali, Uluslararası Sabancı Tiyatro Festivali, 13 Kare Festivali gibi festivaller kültür ve eğlence turizmi için çok önemli. Adana’daki ortak yaşama kültürü dünyanın hiçbir yerinde yok, inanç yönü ile kıyafeti ile en uç noktaları burada bir arada görebilirsiniz. Uçları bir arada tutmak kolay değil, Adana böyle bir kent. Diğer taraftan kültür turizminde metropolitan görevi olan Anavarza, Misis, Ayas, Magarsos burada.
İsmi Değişmemiş Şehir
İsmi binlerce yıldır değişmemiş şehir. Birçok uygarlıkların ayak izleri, çok kültürlülükle yaşam alanı Adana. Sporun her mevsim yapılabileceği alanda gençlik ve spor kenti olmaya aday bir kent... Engelli basketbol takımı Avrupa maçlarını burada yapıyor. Bunlar bir adım. Müzeler kenti olmaya gidiyor Adana. Yeni müzeler de gelecek, insanlar müze denilince devasa müzeler beklemesin; konuyu fark ettirip değer çıkarma adına çok önemli, bu bir süreçtir. Yapmak istediğimiz önemli şeylerden birisi de Adana’da Hollywood tarzı stüdyoların olduğu sinema platformu oluşturmak. Tarım ve kitap fuarımız tuttu. Doğa, yayla, dağcılık açısından çok zenginiz. Endemik bitkilerin çok olduğu, dünyadaki nadir endemik ürün çeşitliliğini zorlayan bir şehiriz. Sadece bu açıdan bile turizm şehri olabiliriz. Bunları birleştirdiğimizde önümüzde istihdam kapısı açıktır. Turizm sadece otel, deniz ya da havuz, sahil değildir. Nasıl Antalya kitle turizminde söz sahibi, İzmir, Muğla kıyı turizminde öne çıktıysa, İstanbul şehir turizmi ile Çukurova ve Doğu Akdeniz bölgeside yukarıda saydıklarımızla öne çıkacak ve büyüyecektir.
Bakir Sahiller Adana’da
Samandağı’na kadar olan bölgeler bakir. Yumurtalık’tan Seyhan Nehri’nin denize döküldüğü Tarsus’a kadar olan alan, Karataş da dahil turizmin yeni bölgesi olacak. Antalya- İstanbul arası şu an tıkalı olduğu için yatırımcılar yeni arayış cazibesi nedeniyle doğal olarak buraya yönelecek. Bu anlamda da burası 15-20 milyon turisti barındıracak bir yapıya sahip. Hedefimiz; 2023 yılına kadar 10 bin şehir, 30 bin kıyı olmak üzere 40 bin yatak, 4 milyon turist girişi ve 4 milyar dolar girişini Adana’ya sağlamak. Bu ulaşılamayacak hedef değil. Buraların imar planları şimdiden hazır.Kentte artık Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız, sivil toplum örgütlerimiz turizmi konuşmaya başladı. Bu önemli bir gelişmedir. Bir kentte bazı şeylerin konuşuluyor olması farkındalıktır, taksi şoförü, esnaf konuşmaya başladığı zaman çözüm yakın demektir.
Adana Bir Dev
Bizlere düşen görev, Adana’nın kültürel kimliğini çok iyi ortaya koymaktır. Adana geçmişinde devdi bugün de bir dev, bu devin farkında olmalıyız. Çok yönlü bir kent yönetmekte çok yönlülük gerektirir. Adana’yı fark edelim, nasıl bir kentte yaşıyoruz; kafamızda bir kent çizip onu uygulamayalım... Adana beni bu anlamda heyecanlandıran bir kent...
Nesrin Göçhan
Türsab Yönetim Kurulu Başkanı Danışmanı
AA: Adana’da ekonomik sektörler sıralanırsa birinci sırada tarım. İkinci sırada sanayiyi görüyoruz. Bundan sonra hangi sektörler Adana’da gelişebilir?
NG: Şu anda dünyanın trendi turizm sektörlerinin ilk sıralarda yer alması. Çünkü turizm sektörünün içinde tarım da var, sanayi de var... Turizm, bacası olmayan bir sanayidir. Gıda, tekstil, konaklama, havayolu, temizlik sektörü ile müzeler, el sanatları, çevre ile iç içedir. Turizm geliştiği zaman diğer sektörlerin de lokomotifi olur.Kendi bölgemizde iki yıldır şehrimiz işsizlikte birinci. İşsizlik oranı %27.6 iken bu yıl %19.6 ya düştü. Tarım dışarıdan gelen insanlar tarafından yürütülüyor. Sanayide de sancılar devam ediyor. Pamuk kaliteli iken başka il ve ülkelerden alınıyor. Geriye işsizliğe çare olabilecek turizm kaldı. Yatırımların bu bölgeye olması istihdam problemine de çare olacak. 45 km. ilerimizde bir Karataş var iyi bir turizm planlamasıyla birlikte Adana’ya bağlanabilir. Ayrıca tarih, kültür, inanç, yayla, eko, doğa, hobi ve son zamanlarda gelişen sağlık turizmi ile işsizliğe de çözüm bulunabilir. Bunu yapabilmemiz için şehirde yaşayan tüm STK’lar, üst düzey yöneticiler ve bürokratlar, Adana ve bölgesinde turizmi birinci sıraya alıp hem fikir olmalılar. Ortak projelere imza atmaları lazım. Yöneticilerden bir tanesi bir atak yapsa dahi diğer yönetici dahil olmazsa olmaz. Eksiklerimiz fazla olduğu için öncelikle inanmamız gerekiyor. Bu açıdan bizlere görev düşüyor. Adana’nın tanıtım atağına ihtiyacı var. Ne yapılacağı konusu belli, bütçe önemli, bu yerel yönetimlerin görevi... Hem yerel görevleri yapmak hem de şehre turizm alanında mekanlar açmak, turizm yatırımlarını cazibe merkezi haline getirip şehrimizi taşımaktır.
AA: Valimiz özel destekler veriyordu. Komisyondan projeler çıktı. İş paraya gelince bir sürü insan üzerine atlayıp pay almaya çalıştı ve iş yürümedi buna ne diyorsunuz, bu bir uzmanlar işi mi, gönüllü mü yapılmalı acaba?
NG: Uzmanların yapması ile gönüllülük farklı şeylerdir. Profesyonelce tanıtımda kesinlikle Adana’yı bilen birisinin tanıtımına ihtiyaç var. Güzelliklerini bilmeyen firma farklı şeyler çıkartacaktır. Kaynak ayırmadığınız sürece ve doğru harcanmadığında iyi bir şeyler yapmak mümkün değildir. Bu şehir maalesef sahipsiz deniliyor ama Adana’da yaşayan herkes Adana’nın sahibidir; doğum yerinin ve tarihinin Adana olması şart değildir.
Burası turizm ve barış şehri. Bu açıdan bakıldığında yatırımcılar uyandı. Adana’nın farkına vardılar, var olan potansiyeli ortaya çıkardılar.
AA: “Adana’da ne var ki?” sorusu var; gerçekten bir şey yok mu? Neler turizm materyali olabilir?
NG: Birçok öğe vardır. Mevcut öğeleri ön plana çıkarmakta fayda var, her yerde Adana kebabı yenilmez sadece Adana’da yenilir. Sadece kebapla olmaz. Bu şehrin kültürel değerleri vardır. Bir şehri insanlarıyla ele almak önemlidir. Kültür, sanat ve turizmin gelişmesi için o şehrin barış, özgürlükler şehri olması lazım. Ne olursa olsun Adana’nın insanları çağdaş ve medenidir, yaşanabilir şehirler arasında ilk beş sıradayız bu çok önemlidir.
AA: Adana; Tarsus, Antakya, Anavarza, Yumurtalıktan yararlanabilir mi?
NG: Doğu Akdeniz denildiğinde; Ana-mur’dan Antep’e kadar turizm kıyısı düşünüyoruz. Bu bahsettiğiniz Doğu Akdeniz metropolüdür. Biz gelen insanlara merkezi Adana olmak üzere paket turlar düzenliyoruz. Komşu illerimizin turizmine de katkıda bulunuyoruz. Nostalji turları insanlara büyük keyif veriyor. İnsanlar ne olursa olsun Adanalılıklarını unutmuyorlar. Adana’nın popüler ismi zaten bir tanıtım. Adana dünya şehridir...
AA: Otel sayısında artış var buna ne diyorsunuz?
NG: Burası turizm ve barış şehri. Bu açıdan bakıldığında yatırımcılar uyandı. Adana’nın farkına vardılar, var olan potansiyeli ortaya çıkardılar. Adana’nın popüler ismi nedeniyle yatırımcılar çok kolay müşteri olabiliyorlar.. Toplantılarda en fazla katılım misafirperverliği ile Adana şehrinde olur. Adana, Çukurova Üniversitesi’nin yaptırdığı kongre merkezi ile de kongre turizmi şehri olmaya aday bir şehirdir. Turizm yatırımları konusunda daha ileri gitmemiz lazım. Tepebağ kazılarının bir an önce ilerlemesi lazım. Adana yaşanabilir şehirler arasında geceleri dolaşılıp keyifle vakit geçirilecek bir şehir. Konaklama ve yatak kapasitesinin arttırılması bizi çok memnun ediyor.
AA: Avrupa için özendiğimiz küçük müzeler Adana’mızda da var, Yeşiloba, Karacaoğlan, Baltacı Müzeleri. Bu müzelerin turizme katkısı oldu mu?
NG: Çok büyük katkısı var, Adana’ya neden gelmeliyiz denilirken müzeler için gelinebilir. Adana’mızı gezdirirken özel müzelerimizi gösterdiğimizde büyük keyif alıyorlar. Sinemanın kültürün başkenti. Turizmi sanatla buluşturmak büyük katkıdır.
AA: Taşköprü’nün Adana’ya katkısı nedir?
NG: Zaman içerisinde tepkiler aldım, kültürel mirasın birinci sahipleri olarak dünyada böyle bir mirasa sahip olmak herkese nasip değil. Ben trafiğe açılmamasına inananlardanım. Şehrin içinden nehir geçmesi, bizim en önemli avantajımız. Taşköprü’nün işportacılar tarafından değil, sanatta kullanılmasını istiyoruz. Çıkışlarda büyük alanlara ihtiyaç var, meydanlar yapıldığında sanatsal etkinlik lazım en önemlisi ise güvenlik sağlanıp kentlinin gitmesi sağlanmalıdır.
AA: Kenarlara köprü yapılırsane dersiniz?
NG: Adana’nın en uzak yeri kaç kilometre, ben gereksiz görüyorum, güzelliği bozulabilir. Nehir, bir şehrin en kıymetli değeridir, kültürel mirasıdır; dünyanın mirasıdır.
Ali İhsan Ökten
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları