YENİ AKIMLAR - GRAFFİTİ SANATI

Graffiti’ye Bir Bakış Ve Genç Graffiti Sanatçımız ile Röportaj

 

Graffiti’ye kısaca; duvar yazıları, çizgiler ve resimler yoluyla kendini ifade etme sanatı diyebiliriz. Sevdamızı, sevdiceğimizin adını, adımızı, söylemek isteyip dile getiremediklerimizi, isyanlarımızı, kalplerimizi, yıldızları, simgeleri, isteklerimizi, şarkı sözlerimizi, şiirleri, rakamları, yüzleri boş duvarlara aktarıp dile gelmenin, dile getirmenin başka bir şekli olan sanat dalı.

Kimi zaman da sebepsiz, öylesine, sadece kâğıt karalamak, defter kenarı süslemek, boş kâğıda ismimizi yazmak, imzamızı atmak gibi… Defterin ve kâğıdın yerini duvarların alması tek değişiklik belki de. Genellikle sokak ve caddelerde apartmanların, evlerin, okulların, dükkânların boş duvarlarına icra edilen ve korunması da hayli zor olan bu çizimler, boyamalar günümüzde gündelik yaşantımıza büyük renk katmaktalar.

 

Dünyada, Ülkemizde, Şehrimizde Graffiti:

Dünya’da ve Türkiye’de bir sanat dalı olarak kabul edilmesi oldukça uzun yıllar alan graffiti, ilk kez eski Mısır’da yolculuğa çıkanların geçtikleri yerlerin duvarlarına adlarını ya da resimlerini çizmesiyle, daha yakın tarihte ise Amerika'da Yunan bir postacının (Taki 183) her gittiği yerde duvarlara ismini yazmasıyla başlamıştır.

En ünlü Graffitiler; Almanya’yı Doğu ve Batı şeklinde ikiye bölen Berlin Duvarı'nın her iki yanı protest kişilerce boyanarak, yazı ve sloganlarla, resimlerle bezenmiştir.

1969 – 1974 yılları arasında Washington ve Manhattan'da metro istasyonlarındaki graffitiler de büyük ün yapmıştır.

Baskıcı yönetim altındaki ülkelerde bile görülen sanat; genellikle barış yanlısı, savaş karşıtı bir eğilim çizmektedir.

Almanya'daki Türk’ler graffiti sanatıyla tanışmışlardır. Gurbetçilerin Türkiye'ye gidip gelmesi ile graffiti Türkiye'de de keşfedilmiştir ve yayılmıştır. Türkiye'de ilk olarak siyasî olarak kullanıldığı için bu sanatı yapan kişiler "komünist, anarşist" hatta ve hatta "satanist" diye nitelendirilmişlerdir. Fakat artık bu yargı ortadan kalmış, ülkemizde artık çok daha sanatsal yaklaşımlarla, daha olumlu bir şekilde kullanılmaktadır. İstanbul, Ankara, Bursa, Adana, İzmir gibi metropol şehirlerin istinat duvarlarında, köprü kolonlarında ve ara sokaklarında graffitiye rastlayabilirsiniz.

Oldukça hızlı gelişen ve günümüzde kendi ticari sektörünü, kendi giyim tarzını, kendi lisansını, kendi literatürünü oluşturan graffiti, içini dökerek yaratıcılığını ortaya koymanın en etkili yollarından biri olarak kabul edilmektedir. Graffiti’nin yoğun olarak uygulandığı şehirlerde her duvarda görsel bir şölen sergileniyor. Dümdüz, sıfatsız, çirkin betonlara da neşe, keyif, heyecan, renk, eğlence, düşünce katmaktadır.

Dünyada, birçok ülkede ve artık ülkemizde İstanbul, Ankara, İzmir, Zonguldak gibi şehirlerimizde çeşitli festivaller düzenlenmekte, çok keyifli görsel bir şölene ev sahipliği yapmaktalar.

Adana’mızda da artık sokaklardan, caddelerden geçerken duvarlardaki resimleri, çizimleri, yazıları görünce “Aaaaaaaa ! Ne güzel çizmişler, boyamışlar, renkler muhteşem !” nidalarıyla bakmaya doyamadığımız bu şahane graffitilere artık “sanat” gözüyle bakmamızın vakti gelmiştir.

Başarıları ile adından söz ettiren genç Graffiti Sanatçımız Sn. Ali Tufan ÜLBEĞİ ile yaptığımız söyleşi ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Umarım bu yazı ile yargılarımız, önyargılarımız kırılır ve bu sanatı yakından tanıma olanağı buluruz. Sevgi ve Saygılarımla,

aa

 

GRAFFİTİ RÖPORTAJ

Adı Soyadı: Ali Tufan Ülbeği(Endüstri Mühendisliği Öğrencisi)

Doğum Tarihi: 27 Mart 1988

 

baker--

ALTINŞEHİR ADANA: Graffiti’ye nasıl ve nerede başladınız?

ALİ TUFAN ÜLBEĞİ: Graffiti'ye 99 yılında, ortaokulun ilk zamanlarında başladım. Öncesinde ise, kitaplardaki resimlere sakal bıyık çizenlerin aksine, büyük puntolu harflere, blok, gölge gibi süslemeler yapardım. Daha sonra, o zamanlar yayınlanan Blue Jean dergisinde Tunç Dindaş'ın yayınladığı graffiti çalışmalarını gördüm ve yapmayı istediğim şeyin bu olduğuna karar verdim. O günden bu yana graffiti ile ilgileniyorum. Bunun yanında ise, grafik tasarım ve hazır giyim desen tasarımlarıyla uğraşıyorum. Bu günlerde de, geleneksel sanatımız olan hat sanatını bu modern akımla birleştirerek, “Street Hat” ismindeki bize ait olan yeni tarzımız üzerine yoğunlaşmış durumdayım.

A.A: Ailelerinizin tavrı ne oldu?

A.T.Ü: Yeni başladığımda durumun pek de farkında olmadıklarından herhangi bir tepki vermiyorlardı. İlerleyen zamanlarda polis tarafından kovalandığıma ve derslerimi graffiti yüzünden aksattığıma şahit olunca, olumsuz tepkiler vermeye başladılar. Fakat eğitim durumumun düzelmesi ve graffiti ile güzel şeylere sebep olmamdan sonra, bakış açıları değişti. Bugün ise ellerinden geldikleri şekilde bana destek oluyorlar.

A.A: Çevreye ve ailelerinize karşı mücadele etmeniz gerekti mi?

A.T.Ü: Graffiti’nin içerisinde bulunduğum 1999–2005 tarihleri arasında, gerek aileme gerek çevreme bu işin güzel bir uğraş olduğunu anlatmam zor oldu. Çünkü toplumda genel olarak duvara yazı yazan insan profili, satanist veya anarşist olarak tanımlanmıştı. Bugün hala aynı önyargıya sahip insanlar yok değil. Fakat 2005 tarihinden itibaren, Türkiye genelinde ve Adana'da gerek basılı ve görsel medyanın, gerekse belediye ve diğer kuruluşların graffitiyi fark etmesi ve ilgisinin artması, graffiti sanatçılarının kendini daha rahat ve güzel bir şekilde anlatmasına vesile oldu.

A.A: Sizin onlara karşı tepkiniz?

A.T.Ü: Kendi şahsım adına, her sorana veya merak edene, sorduğu ölçüde güzel bir şekilde anlatmaya çalışıyorum. Çünkü bu insanlara verdiğiniz ilk izlenim, o kişilerin bu sanata olan bakışı olacaktır.

A.A: Graffiti çalışırken neler hissediyorsunuz?

A.T.Ü: Sprey boya kullanmanın insana verdiği bir haz vardır. Başlığa bastığınızda spreyin çıkışı ve duvarda bir şeyler oluşturuyor olması, graffiti ile alakalı olsun olmasın bütün insanların hoşuna giden bir eylemdir. Bu yüzden graffiti yaparken kendimi rahatlamış ve dinlenmiş olarak hissederim, yorgunluğumu çalışmayı bitirdikten birkaç saat sonra hissederim :) Fakat çalışmayı istediğim gibi gerçekleştirdiysem, bende oluşturduğu memnuniyet birkaç gün sürer...

A.A: Ödülleriniz var mı? Ödüller sonrası aile ve çevrenin düşünceleri nedir?

A.T.Ü: Kısa bir süre önce Marshall firmasının düzenlediği bir yarışmaya, graffiti çalışmamız ile katıldık ve ekip olarak 1.lik elde ettik. Onun dışında kendi adıma kazandığım bir kaç ödül ise, Starbucks Coffee Tasarım yarışması 1.liği, Adidas Celebrate Originality Tasarım yarışması 2.liği. Kazandığımız bu ödüller, hem çevremizin bu işe bakış açısını hem de birlikte çalışmayı düşündüğümüz firmaların graffitiye bakış açısını olumlu yönde etkiledi. Şu an herkes memnun :)

A.A: Başkalarına öğretiyor musunuz?

A.T.Ü: Kendimi geliştirmeye başladığım günden bu yana, etrafımdaki benden küçük graffiti severler ile ilgili en çok istediğim şey, bilinçli, saygılı, çalışkan bir graffiti sanatçısı olduklarını görmek. Bunun içinde, kendi bildiğim kadarıyla onlara tavsiyelerde bulunuyor, bilgilerimi aktarmaya çalışıyorum. Fakat bunu daha büyük kitlelere ulaştırmak istiyorum. Bunun için bu günlerde pek bir ilerleme kaydedemesem de, önümüzdeki tarihler, eğer talep olursa workshoplar düzenlemeyi planlıyorum.

A.A: Graffiti’nin ülkemizde/dünyada bir okulu var mı?

A.T.Ü: Graffit’inin okulu sokaktır. Bu iş genel olarak duvarlarda, sokaklarda öğrenilir. Fakat günümüzde güzel sanatlar kategorisinde yer alabilecek bir akım haline geldiğinden dolayı, graffiti kursları açılmaya, workshoplar gerçekleştirilmeye başlandı. Bu çalışmaların olumlu yönde olduğunu düşünüyorum. Bu işin sanatsal yönünün hızlı ve bilinçli gelişmesine yardımcı olacaktır.

A.A: Graffiti’nin hayatınızdaki yeri nedir?

A.T.Ü: Graffiti şu an benim hayatımın büyük bir kısmını oluşturuyor. İşimi, boş vaktimi ve arkadaş çevremi kapsıyor diyebilirim.

A.A: Duvarlara sanatınızı yaptıktan sonra azar işittiniz mi? Ettinizse kimden?

A.T.Ü: İlk başladığımız yıllarda birkaç kez oldu diyebilirim. Genelde duvar sahibi veya yoldan geçen birileri, ya da polis :) Fakat bunlar illegal, yani izinsiz olarak yapılan çalışmalar için geçerli. Legal duvarlardaki çalışmalarımızda pek bir sıkıntı yaşamıyoruz.

A.A: Çevrenin bakışı nedir?

A.T.Ü: Yaptığımız çalışmaların canlı renkler içermesi, şehrin gri duvarlarını renklendirmesi ve kötü alışkanlık içermeyen bir hobi olması nedeniyle çok olumlu tepkiler alıyoruz. Birçok kişi kendi duvarlarının da boyanması için teklifte bulunuyor.

A.A: İçinizden mi geliyor duvara çizmek? İçgüdüsel mi?

A.T.Ü: Graffitiyi hayatınızda belirli bir noktaya taşıdıktan sonra, içinizden gelen o isteği pek engelleyemiyorsunuz. Bazen kâğıda bazen duvara, bu enerjinizi aktarmanız gerekiyor. Gördüğünüz birçok şeyi de graffiti ile harfler ile harmanlıyorsunuz istemsiz olarak.

A.A: Kimse görmesin diye gece mi yapıyorsunuz?

A.T.Ü: İllegal çalışmalar pek yapmıyorum, fakat yaptığımız zamanlarda genelde gece saatlerinde yapıyorduk.

A.A: Hangi çeşit boyalar kullanıyorsunuz?

A.T.Ü: Genel olarak akrilik sprey boyalar kullanıyoruz, fakat çalışmanın tarzına göre, fırça yardımı ile yağlı boya, plastik boya gibi çeşitli malzemelerden de faydalanıyoruz.

A.A: Eseriniz bir gün silinmeye mahkûm oluyor. Önlem alıyor musunuz? Fotoğraflarını çekmek gibi…

A.T.Ü: Elbette. Günümüzün teknoloji çağına dönüşmesiyle, insanlar bu tarz faaliyetlere internet üzerinden daha rahat ulaşabiliyor. Ve sokakta bu sanata ilgili gösterenlerden çok daha fazlası, internet üzerinden çalışmaları takip ediyor. Bize bu yüzden bütün çalışmalarımı fotoğraf ve hatta video olarak arşivliyoruz. Çalışmanın kendisi içinse, duvarın ait olduğu kişilerden, mümkün olduğunca korunmasını rica ediyoruz.

A.A: Eserleriniz paylaşmak için hangi sosyal medya ağlarını kullanıyorsunuz?

A.T.Ü: Kendi web adresim (www.bakeroner.com) dışında Facebook, Twitter, Tumblr, Friendfeed, gibi herkesin kullandığı sosyal platformlar dışında graffiti ve güzel sanatlar için oluşturulmuş, DeviantArt, Turkstyle, Streetfiles gibi birçok mecrada çalışmalarımızı paylaşıyoruz.

A.A: Marshall boyanın yarışmasını graffiti ile birleştirdiğiniz bir video-kısa film ile bir araba kazandınız. Duygularınız? Ve nasıl başardınız? Kim, hangi işi yaptı?

A.T.Ü: Daha önce de belirttiğim gibi bu ve bunun gibi başarılar, bizim için çok olumlu ve önemli sonuçlar meydana getiriyor. Bir araba kazandığımız için elbette ki mutluyuz :) Bu yarışmaya Stilbaz ve Doğu Akdeniz grubu olarak katıldık. Stilbaz grubu olarak biz, graffiti ile bir odayı renklendirdik. Doğu Akdeniz ekibindeki arkadaşlarımız ise, video çekim-montaj ve dublaj çalışmalarını gerçekleştirdi. Daha sonra çalışmamızı yarışmaya gönderdik ve eşimizin, dostumuzun, etrafımızda bizi takip eden kişilerin destekleri sayesinde ilk 5'e girerek jüri seçmelerine kaldık. Sonuç olarak da jüri çalışmamızı 1.lik ile ödüllendirdi.

A.A: Graffiti sanatı festivalleri yapılıyor mu?

A.T.Ü: Ülkemizde çok sık olmasa da güzel graffiti etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Yıllar içerisinde geniş bir çevre edindiğimizden, genel olarak bu organizasyonlara davet ediliyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir ve Zonguldak'ta birçok graffiti festivalinde yer aldım.

A.A: Graffiti’nin ülkemizdeki ve dünyadaki yeri nedir? Birkaç ünlü isim verebilir misiniz?

A.T.Ü: Artık graffiti, sadece banliyölerde yaşayanların kendilerini ifade etmek veya yaşadıkları bölgeyi fark ettirmek için kullanılmıyor. Birçok sektörde, farklılığı ve özgünlüğü ile kendini fark ettiriyor. Şu anda birçok reklâm şirketi, konu olarak graffitiyi kullanıyor ve gün geçtikçe bu ilgi hızla artıyor. Bunun dışında, aklınıza gelebilecek birçok farklı sektörden firmalar, gerek iç ve dış dekorlarında, gerek web sitelerinde olsun, gerekse moda tasarımlarında olsun sıklıkla graffitiye yer veriyorlar. Türkiye'de graffiti konusunda bilinen ve işlerini merakla takip ettiğim isimlerden bir kaçı; Turbo, Kmr, Krys2, Tabone, Choma, Met, Cause, Desan21, Wyne, Are, Tfb, Dsk. Dünya çapında ise; Amok156, Cope2, Revok, Atlas, Smoe, Rusl, 123Klan, Mad C

altinsehir-graffiti--

A.A: Peki bu ünlülerin gerçek isimleri soyadları olmuyor mu?

A.T.Ü: Oluyor tabi ki :) ama gerçek isimleri pek bilinmez, bu şekilde tanınırlar açıkçası, hatta belli bir kısmı gerçek isimlerini gizler :)

A.A: Bu sanata başlamak isteyenlere neler önerirsiniz?

A.T.Ü: İlk önerim saygı. Saygı unsuru gerçekleştikten sonra gerisi kolay geliyor. Bol bol çizim yapıp, graffitiye dair her şeyi araştırmalarını tavsiye ederim. Kâğıda yaptıkları çalışmalar haricinde de, sprey kokusunu bolca almaları, bu işi tam olarak hissetmeleri için faydalı olacaktır.

A.A: Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

A.T.Ü: Derginizde böyle güzel bir röportaj ile graffitiye ve bana yer ayırdığınız için gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah bu röportaj, graffiti konusunda insanların daha güzel şekilde bilgi sahibi olmasına yardımcı olur.

A.A: Çok teşekkür ederim bu güzel söyleşi için. Başarılarınızın devamını dilerim.

 

 




Sayı 12(Ocak - Şubat 2013)

Bu yazı 8374 defa okundu.